27 Mayıs ve zihniyetin tekrarı
by Ahmet GÜRSOYBu nasıl bir siyasi kültürdür ki yıllar geçse de hiç değişmiyor. Ve ne hazindir ki hiç kimse tarihten ders çıkarmıyor.
Eski tas eski hamam.
27 Mayıs 1960 darbesinden kim ders aldı?
Ülkenin siyasi manzarasına bakın. Saflar gene aynı.
Benim ülkemde demokrasiyle gelen rejim, yönetim/iktidar neden ettiği yemine sadık kalmadı?
Neden gelişmiş bütün batılı ülkelerde kurallar tamı tamına neredeyse kusursuz sayılacak derecede önemsenip uygulanırken benim ülkemde tersi oluyor?
Menderes şöyle asıldı, böyle asıldı.
CHP şöyle yaptı böyle yaptı.
Darbeler şöyle kötü böyle kötü.
Madem söylediğiniz kadar her şey kötü idi de siz neden olması gerekeni değil de eskiyi tekrar ediyorsunuz diye biri sormasın mı?
Bismillah daha yeni, "Demokrasi Adası" töreni yaptılar. Menderes ve arkadaşlarının tutuklu bulunduğu Yassı Ada'nın ismini değiştirip, yeni bir proje ile 27 Mayıs tarihine denk getirerek bir açılış yaptılar değil mi?
Düzenleme yaptıkları adanın adı "Demokrasi", ama içinde demokrasi yok. Nasıl aynı?
Kim var açılışta?
CHP var mı?
Yok.
İYİ Parti var mı?
Yok.
Darbeye maruz kalan Demokrat Parti var mı?
O dahi yok.
Kim var?
Ötekileştirici anlayış?
"Cepheci" bakış var.
Demek ki kimse Menderes dönemi politikalarından ve sonrasında gelen darbelerden ders çıkarmamış. Buna rağmen darbelere sonuna kadar düşman görünmektedirler. Demokrasiyi özümsediklerini söylüyorlar. Halkın reyi (oyuyla) gelenin gene halkın iradesi (oyu) ile gitmesi gerektiğinden bahsediyorlar.
Ne güzel..
Gelelim bugüne.
Halk size, "seçilince Türkiye'yi kutuplaştırın" dedi mi?
"Size oy vermeyenleri cezalandırın," dedi mi?
Demokrasinin varlık sebebi olan seçilmişlere elinizden gelen kötülüğü yapın diye bir yetki verdi mi?
Vermedi. Vermediyse Millet İttifakının oylarıyla seçilen belediyelerin çektiği bu sıkıntı neyin nesi?
Hani, "anayasaya sadakat" sözü vermiştiniz?
Kimse kusura bakmasın. Mevcut iktidar ve avanelerinin demokrasiden söz etmeye hakları yoktur. Çünkü onlar, yetkilerini aşırı taraflı kullanmaktadırlar.
Evet, Menderes darbe ile iktidardan indirildi. Yetmedi hukuku katleden bir mahkemede yargılandı ve idam edildi. Bu durum vicdanı olan herkesi üzdü. Aradan 60 yıl geçti ve hukuk zulmünün neler yaptığı konuşulmağa devam ediyor.
Doğru mu?
Doğru..
Madem öyle, bu adalet ve hukuk zorbalığından kim ne ders çıkardı? Bugün biz neden halen daha bu ülkede, "taraflı yargıdan" şikâyetçiyiz?
Söyler misiniz neden?
Neden hala, "hukukun üstünlüğü nerede" çığlıkları yükseliyor?
Neden halen daha adil vicdanların özlemini çekiyoruz?
Demek ki kimse tarihten yeterince ders çıkarıp almamış. Hatta bırakın almayı, tam tersine, bizzat geçmişi tekrar eder gibi muhalefeti düşmanlaştırma politikalarını öne sürmekte.
Size bir şey söyleyeyim mi ey ahali!
Bu siyasi kültür, hemen tükenmeyecek gibidir. Çünkü kabile asabiyesinden besleniyor. İlkel kökleri, ancak büyük toplumsal değişim sonucunda kitaplarda yazan, hukukun üstünlüğü kültür koduna evrilebilir.
İktidar partisi, kendi asabiyesini (obasını, aşiretini) yöneten ve herkesin oraya tabi olmasını isteyen bey zihniyetine sahip. Ortağı ondan farklı değil. Bütün Türkiye'yi, ancak kendi obasına itaat ettiğinde makbul sayıyor.
İslami terminolojiyle söylersek cahiliye zihniyeti bu. Demokrasiden söz eder ama demokrat olamaz.