Yabancı bankalar gidecekmiş(!)
by Remzi ÖZDEMİRİngiliz haber ajansı Reuters, ilginç bir haber geçti. Ekonomi basınının altın bulmuş gibi üzerine atlayıp verdiği habere göre, yabancı sermayeli bankaların çekilmesi hızlanabilirmiş.
Yine üst düzeyde bir banka yönetici ise "Son yıllarda artan maliyetler ve getirilen düzenlemelerin de etkisiyle bu sürece ayak uyduramayanlar sektörden çıkabilir" demiş.
Yani bu banka yöneticisinin açıklamasından ben şunu anlıyorum:
2 bin 500 kalem masrafın 50'ye düşürülmesine çok kızdık!
Adamlar haklı(!) yıllardır akla hayale gelmeyecek, kendi ülkelerinde almaları halinde milyar dolarlık cezalar ödeyecek masrafları Türkiye yasaklamış. Bu nedenle kârları düşmüş ve gideceklermiş.
Bu yabancı bankaların alması yasaklanan masraflar nelerdi?
-50 kuruşa Merkez Bankası üzerinden yaptıkları EFT'ye 40 lira bazen 100 lira masraf almak.
-ATM'den para çekme ücreti.
-Hesap işletim ücreti.
-Bankacılık hizmet geliri. Yani sana hizmet verdim ücreti.
-Kasaya gitme ücreti.
-Hesap cüzdanı yazdırma ücreti.
-Ekstre isteme ücreti.
-Telefon arama ücreti.
-Dönemsel hizmet komisyonu.
-Kredi istihbarat ücreti.
-ATM fiş ücreti.
Ve akla mantığa dahası bankacılık kanunlarına sığmayacak 2 bin 500 kalem masraf. BDDK ve Merkez Bankası bunları 50'ye indirdi.
BDDK bu bankalara "dünyada nasıl para kazanılıyorsa sizde öyle yapacaksınız" dedi.
Şimdi Türkiye'yi tehdit ediyorlar.
Yabancılar Türkiye'ye 2000 yılı ve sonrası gelmeye başladılar. Dünyada krizin olduğu dönemde bankalar zarar ederken, Türkiye'deki iştirakleri yüzde 100 büyüdü. Türkiye'nin kaynaklarını resmen sömürdüler ve ilk krizde gideceğiz diye koskoca ülkeyi tehdit ediyorlar.
Bankacılık sektörü dünyanın hiçbir bölgesinde bu kadar yabancı kontrolüne geçmemiştir.
Türkiye şu an ağır bir ekonomik kriz yaşıyor. Bu krizde bile bankalar enflasyonun üstünde kazanıyor.
Bankaların bilançolarına baktığımızda zararda olan tek bir banka yok. Hepsinin kârı enflasyonun üstünde.
Adamlar her yıl yüzde 100 ve hatta daha fazlasına alıştıkları için kabullenemiyorlar.
Gideceğiz diye tehdit ediyorlar.
Bu süreçte kamu bankaları çok önemli bir rol üstlendi. Piyasayı fonladı. Özel ve yabancı sermayeli bankalar kredi vermez iken, kamu bankaları adeta tüm Türkiye'yi fonladı. Şimdi ondan da rahatsızlar. Kamu bankalarının piyasadaki payı artıyormuş.
İyi de sen KOBİ'ye, sanayiciye ve vatandaşa kredi vermezsen bu ülke ne olur?
Gerekçeleri, bozulan ekonomi. Bankalar şunu söylemek istiyor:
Ben sadece iyi dönemde kredi veririm.
BDDK ve Merkez Bankası bu süreci çok iyi yönetti. Haksız eleştirilere rağmen bu süreçte doğru adımlar attılar.
En önemli adım ise 2 bin 500 adet masrafı 50'ye düşürdü.
Şimdi bundan rahatsız olan bankalar giderim diyor.
Ne diyelim Allah işlerini güçlerini rast getirsin. Bu ülke yabancı bankalarla ayakta durmadı.
Son sözüm kamu bankalarını eleştirenlere.
Kamu bankaları, AKP'nin malı değil. Bu nedenle bu bankalar üzerinden siyaset yapmak yanlış. Kamu bankalarının yanlışları varsa tartışalım ama birilerinin maşası olarak halkın sermayesi ile kurulu bu milli kuruluşları yıpratmayalım.
Bu krizde de gördük ki, kamu bankalarının dışında düşene el uzatan başka banka yok.