Türkiye'deki Suriyeli gençlerin yarısı gitmek istiyor

by
https://static.euronews.com/articles/stories/04/70/95/60/773x435_cmsv2_1046c49d-49d4-56a8-9185-e5434c1e19a4-4709560.jpg

Pandemi günlerinde sosyo-ekonomik zorlukları ağır biçimde yaşayan Suriyeli mültecilerin salgın öncesi durumuna dair, "Geçici Koruma Altındaki Suriyeli Gençlerin Geçim Kaynaklarına Erişimi" konusunda Bahçeşehir Üniversitesi bünyesindeki Göç ve Kent Çalışmaları Merkezi tarafından kapsamlı bir araştırma yayımlandı.

2019 yılı Ekim ve Kasım aylarında İzmir ve Hatay'da yüz yüze görüşmelerle ve odak grupla gerçekleştirilen saha çalışması, Türkiye'de resmi rakamlara göre 3,6 milyon Suriyelinin 1,2 milyonunu oluşturan gençlerin insan onuruna yaraşır bir hayat sürmeleri için öneriler sunuyor.

Hatay ve İzmir mercek altında

Geçici koruma kapsamındaki Suriyelilerin yoğunlukla yaşadığı ilk 10 şehir sınıflandırmasında, Suriye sınırına komşu il Hatay 3 (439 bin) ve kıta Avrupası'na geçişte transit göç noktası olarak kullanılan kıyı kenti İzmir ise 8.sırada (146 bin) yer alıyor. Zira bu iki il giderek geçici koruma altındaki Suriyelilerin yerleşik olarak yaşamayı tercih ettikleri şehirler arasına girdi.

Çalışmada, "Türkiye’deki Suriyeli genç mülteci nüfusunun; demografik özellikleri, göç tarihleri, eğitim ve çalışma durumları, geçim kaynakları ve is piyasasına katılımları" mercek altına alınıyor.

Türkiye'de geçici koruma altındaki her üç Suriyeliden birinin genç nüfustan oluştuğu düşünüldüğünde, eğitim, istihdam, barınma, sağlık, güvenlik gibi temel gereksinimlerin karşılanması ve sosyal haklara erişim özellikle pandemi günlerinde toplumun farklı kesimlerinin yaşadığı mahrumiyetlerle birleştiğinde giderek önem kazandı.

Dolayısıyla araştırmada sosyal yardım, istihdam, işe erişim, işe giriş engelleri, eğitime katılım engelleri, çalışma koşullarının güvenliği konularına odaklanılıyor.

Demografi, eğitim, istihdam, ayrımcılık bulguları

808 Suriyeli geçici koruma altında bulunan genç ile yapılan çalışmada şu bulgular ortaya çıktı:

- Katılımcıların büyük çoğunluğu (%40,9), Türkiye’ye Suriye’nin Halep kentinden gelmişler. Katılımcıların %71,3’ü, 2013-2017 yılları arasında Türkiye’ye giriş yapmışlar. 2014 yılına kadar katılımcılar arasında artan Türkiye’ye geliş oranı, zamanla azalarak 2019 yılında %0,9’a kadar düşüyor. Dolayısıyla Suriyeli gençlerin Türkiye'ye geliş eğilimi giderek azalıyor.

- Suriyeli gençlerin yarısından fazlası (%54,6) Suriye’de ilkokul ve ortaokul (ilkögretim) mezunu. Suriye’de lise mezunu olan gençlerin oranı %18,1.

- Suriyeli gençlerin %15,3’ü Türkiye’de ilk ve orta öğrenim görerek mezun olmuş ve bu oranın %1,9’u Türkiye’de geçici eğitim merkezlerinde öğrenim görerek mezun olan gençlerden oluşuyor.

- 15-30 yaş aralığındaki Suriyeli gençlerin yaklaşık yarısı (%45,6) ise, ne bir işte çalışmakta, ne de bir iş aramakta. Ankete katılan gençlerin %74’ü su anda örgün bir eğitime dahil değil. Suriye’de aldıkları eğitim diplomalarının Türkiye’de denkliğinin olmadığını söyleyenler ise, toplam katılımcıların %86,6’sını oluşturuyorlar.

- Türkiye’de aldıkları eğitimden memnuniyet durumu konusunda ise, katılımcıların %39,4’ü memnuniyetlerini orta, %43,7’si iyi, %16,9’u kötü ve %17’si ise çok iyi olarak değerlendiriyorlar. Dolayısıyla, Türkiye'den aldıkları eğitimden memnun olan Suriyeli gençlerin oranı, memnun olmayanlardan yüksek.

- Katılımcı gençlerin %16’sı kayıtsız iken, Türkiye vatandaslığı bulunan katılımcı oranı ise %3,7.

Çalışma izinleri yok

Asgari gelir altında geçiniyorlar

İdeal iş: Sigortalı olan

Hamile kadına ayrımcılık

Kocaeli'de geçtiğimiz günlerde bir taksici, doğum yapmak üzere olan Suriyeli kadını 'araç kirlenir' bahanesiyle aşağı indirmiş, Ayşe Haşim isimli kadın sokakta doğum yapmak zorunda kalmıştı. Bunun üzerine taksici gözaltına alınsa da, toplumda yerleşik önyargılar bir kez daha su yüzüne çıkmıştı.

Zira, 27 Nisan'da Suriye uyruklu Ali el Hemdan'ın (18) sokağa çıkma yasağı olduğu gün çalışmak üzere dışarı çıktığında polis ihbarına uymadığı için öldürülmesinin üzerinden sadece bir ay geçmişti. Öte yandan geçtiğimiz günlerde Suriyeli Fettah El Hamudi (21) cep telefonunu vermek istemediği gaspçılar tarafından Gaziantep'te sokak ortasında bıçaklanarak öldürüldü.

Raporu Toplum Gönüllüleri Vakfı'nın (TOG) desteğiyle hazırlayan Bahçeşehir Üniversitesi (BAU) Göç ve Kent Çalışmaları Merkezi Başkanı Doç. Dr. Ulaş Sunata, Hatay'da geçici koruma altındaki gençlerin ülkelerine geri dönme veya Türkiye'den ayrılma eğilimlerinin İzmir'deki akranlarına oranla çok daha yüksek gözlemlendiğini belirtiyor.

euronews Türkçe'ye konuşan Sunata, "Hatay'daki gençler kendilerini giderek daha sıkışmış hissediyorlar. Buradaki mülteci oranı daha yüksek olduğu için halkla temasları artıyor ve bu temas iyi yönetilemediği, gençler de yaşları gereği çok aktif oldukları için yerel düzeyde sürtüşme artıyor" diyor.

İzmir'deki gençlerle halkın entegrasyonu ise Hatay'a kıyasla çok daha iyi bir şekilde ilerliyor. İzmir'de tarımla ilgilenen Suriyeli genç oranı ise artış eğiliminde.

"Suriyeli gençlere yönelik ayrımcılık, tükenmişliğe yol açıyor"

Sunata'ya göre, "Suriyeli gençler entegre olmaya açıklar, ama yerel düzeyde ayrımcılığı görünce hayata karşı öfkeleniyorlar. Sahada gördüğüm çok parlak gençler vardı ama diploma denkliği alamadıkları için hiçbir şey yapamıyorlar. Bu da tükenmişliğe ve öfkeye yol açıyor. Ayrıca dil bariyerleri halen çok güçlü. Geçim derdinden dolayı dil eğitimi kurslarına vakit bulamıyorlar, veya STK'ların ücretsiz verdiği kurslar gençlere yeterince erişemiyor."

Dolayısıyla burada mültecilerle çalışan STK'ların da dil eğitimi kurslarının etkinliği ve erişilebilirliğini de yeniden gözden geçirmeleri gerekiyor. Bir diğer açıdan, rapor bulguları, kaynakların da doğru dağıtılmadığı noktaları göz önüne seriyor.

Göç ve Kent Çalışmaları Merkezi'nin bu raporunun amacı, Suriyeli gençlerin yaşadıkları sorunlara işaret edip bunlara yönelik projeler üretilmesini teşvik etmek.