Uzmandan korkutan uyarı: Sigara içme yaşı 15’in altında
Türkiye'de sigara kullanım yaşının 15'in altına inmesinin tehlikeli boyutlarına dikkat çeken Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Banu Musaffa Salepçi, gençlerde elektronik sigaranın da yaygınlaştığını belirtti. Salepçi, bir saat aralıksız nargile içilmesinin 50 adet sigara içmeye bedel olduğunu belirterek, e-sigaralarda da DNA hasarı ve mutasyona yol açan kimyasalların bulunduğunu söyledi.
by Zeynep KAPLANYeditepe Üniversitesi Kozyatağı Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Banu M. Salepçi, sigarada bulunan kanserojen maddelerin özellikle nargile ve puroda daha fazla olduğunu, nargilenin sigaradan 50 kat daha fazla hasara neden olduğunu söyledi. Sigara kullanımında yaş sınırının da 15'in altına inmesinin durumu çok daha ciddi boyutlara taşıyabileceğine işaret eden Salepçi, 31 Mayıs Dünya Tütünsüz Günü’nde önemli açıklamalarda bulundu.
HER YIL GİDEREK ARTIYOR
Dünyada ve Türkiye’de tütün mamulleri ve bunların başında da sigara kullanımı giderek yaygınlaşıyor. 2015 verilerine göre, tüm dünyada 15 yaş üstü 942 milyon erkek, 175 milyon kadın sigara içiyor. On beş yaş altı gençlerde de sigara içme oranları her yıl giderek artıyor. Bununla birlikte, özellikle gençlerde nargile ve elektronik sigara kullanımının da yaygınlaştığı görülüyor.
Prof. Dr. Salepçi, sigarada bulunan kanserojen maddelerin özellikle nargile ve puroda daha fazla olduğunu, nargilenin sigaradan 50 kat daha fazla hasara neden olduğunu söyledi. Bir saat aralıksız nargile içilmesinin 50 adet sigara içmeye bedel olduğunu belirterek, e-sigaralarda da DNA hasarı ve mutasyona yol açan kimyasalların bulunduğuna dair önemli kanıtlar bulunduğunu anlattı.
“GÜNDE 4'TEN AZ SİGARA İÇENLERDE AKCİĞER KANSERİ RİSKİ 5 KAT ARTIYOR”
Kanserin birçok türünün sigarayla bağlantılı olduğunun bilindiğini hatırlatan Salepçi, baş, boyun, boğaz, akciğer kanserlerinin yüzde 80-90'ının tütün kullanımı ile ilişkili olduğunu belirterek şunları anlattı.
“Günde 10 veya daha az sigara içenlerde akciğer kanser riski 20 kat, günde 4'ten az sigara içenlerde ise 5 kat artıyor. Sigara kullanımı solunum yolu kanserleri dışında mesane, pankreas, yemek borusu, rahim ağzı kanseri ve akut lösemiye de yol açmaktadır. Meme kanseri ve kolon kanseri riskini de arttırmaktadır.
İkinci el sigara dumanının (pasif içicilik) da erişkinlerde akciğer kanseri yaptığına dair kesin kanıtlar, üst solunum yolu kanserleri yaptığına dair güçlü kanıtlar mevcuttur. Çocuklarda da ikinci el sigara dumanının lösemi ve lenfoma gibi hematolojik kanserler başta olmak üzere beyin tümörleri ve karaciğer kanserine sebep olduğu gösterilmiştir.
Hamile iken anne sigara içmediği halde babanın içtiği sigarayla ilişkili olarak çocuklarda beyin tümörü ve lösemi riskinin arttığı çalışmalarda gösterilmiştir.”
ELEKTRONİK SİGARALAR CİDDİ SAĞLIK RİSKİ YARATIYOR
Elektronik sigaraların şu anda dünyada hiç sigara içmeyi düşünmeyen gençler arasında bile çok yaygın olarak kullanılmaya başlandığını söyleyen Prof. Dr. Banu M. Salepçi, tütün endüstrisi tarafından dumanı olmayan zararsız tütün ürünü olarak tanıtılan E-sigaraların çok ciddi sağlık tehdidi oluşturduğuna dikkat çekti.
Salepçi, “Kendiliğinden patlama sonucu yüz, el ve vücut yanıklarına yol açmasının yanı sıra hayvan deneylerinde KOAH'a yol açtığı gösterilmiş, akciğerde ciddi hasara yol açtığı kanıtlanmış, buharında ve sıvı içeriğinde kanserojenler tespit edilmiştir. Son olarak ta 2019 yılında Ekim ayından itibaren Amerika'da elektronik sigara kullanımına bağlı akut solunum yetmezliği ile yüzde 70'i erkek, yüzde 80'i 35 yaş altı gençler olmak üzere çok sayıda hastane başvurusu, yoğun bakım yatışları ve ölümler olmuştur.
EVALI (E sigaraya bağlı akut akciğer hasarı) ismi verilen bu hastalık çok sayıda gencin ölümüne yol açmıştır. En son Şubat 2020'de 2807 EVALI vakası ve EVALI'ye bağlı 68 ölüm olduğu bildirilmiştir” diye konuştu.
KOAH'TAN OKUL BAŞARISIZLIĞINA KADAR BİRÇOK SORUNUN ALTINA YATAN NEDEN
Tütün kullanımının kanser dışında pek çok hastalığın temel nedenlerinden biri olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Banu M. Salepçi, şu an dünyada yaşam kayıplarına neden olan 4. neden olan KOAH'ın yüzde 80-90'ının nedeninin sigara olduğunu söyledi. Salepçi diğer sağlık riskleri konusunda şunları anlattı.
“Dünyada 1. ölüm sebebi olarak bilinen kalp damar hastalıkları ve 2. ölüm sebebi olan beyin damar hastalıkları da tütün kullanımı ile yakından ilişkilidir. Enfeksiyon riskini ciddi oranda arttırdığı gibi yara iyileşmesini de geciktirmektedir.
Kadınlarda kısırlık, erken menopoz, kemik erimesi gibi pek çok hastalıktan sorumlu olduğu gibi erkeklerde de kısırlık ve impotansa yol açmaktadır. Gençlerde ciltte erken kırışma, ağız ve vücut kokusu, dişlerde sararma, fiziksel aktivitelerde zayıflama, okul başarısızlığı gibi pek çok olumsuz sonuçlara yol açmaktadır.
Son olarak 2019 Aralık ayından beri tüm dünyada pandemik olarak yayılan corona virüsü enfeksiyonunun da sigara kullananlarda daha ciddi seyir gösterdiği çalışmalarda tespit edilmiştir.”
HER YIL ALTI MİLYONA YAKIN KİŞİNİN YAŞAMINA MAL OLUYOR
Salepçi, sigara kullanımının tüm dünyada her yıl yaklaşık 5.4 milyon insanın ölümüne yol açtığını belirterek, “Sadece 2016 yılında tüm dünyada tütün kullanımına bağlı 7.1 milyon ölüm (5.1 milyon erkek, 2 milyon kadın) bildirilmiştir, bunun 6.3 milyonu aktif sigara içmeye, 884.000'i pasif içiciliğe bağlıdır” diye konuştu.
BIRAKTIKTAN SONRA TEK BİR NEFES BİLE ALIŞKANLIĞI GERİ GETİRİYOR
“Sigara bırakıldıktan sonra dikkat edilmesi gereken en önemli şey asla bir nefes bile çekilmemesidir” diyen Salepçi, bunun nedenini şöyle açıkladı:
“Çünkü beyindeki nikotin reseptörleri, sigara bırakıldıktan sonra yok olmaz, sayıları azalır. Bırakıldıktan 10 yıl sonra bile bir nefes çekildiğinde nikotin hızla beyine ulaşarak mevcut nikotin reseptörlerine bağlanır ve onların hızla çoğalmasına yol açar. Bu da kişinin tekrar sigara içmesine yol açar.
Sigara bırakıldığında spora başlamak (haftada en az 5 gün, en az yarım saat olmak üzere) sigara içme isteğini önemli ölçüde azaltır. Bunun dışında bir hedef konarak her gün sigaraya verilen paranın biriktirilmesi, istek olduğunda derin nefes egzersizleri veya 1 bardak su içmek, yemeklerden sonra hemen diş fırçalamak, tatlı ve yağlı gıdalardan uzak kalmak da yardımcı olmaktadır. Ama en önemli iki püf noktası bir bırakma günü belirleyip o güne sadık kalmak ve bıraktıktan sonra asla bir nefes bile çekmemektir.”