http://idora.gazetevatan.com/vatanmediafile/Haber598x362/2020/05/29/-gereksiz-ve-yuksek-dozda-d-vitamini-kullanimindan-4554938.Jpeg

"Gereksiz ve yüksek dozda D vitamini kullanımından kaçının" uyarısı

Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Pediatrik Endokrinoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Gülay Karagüzel, "Toplumumuzu D vitamini eksikliği veya fazlalığının olumsuz sonuçlarından korumak için D vitamini kullanımında altın kuralımız 'ihtiyacı olana uygun dozda' D vitamini vermektir, bu da ancak hekim kontrolünde sağlanır." dedi.

Karagüzel, AA muhabirine yaptığı açıklamada, güneşli günlerin  gelmesiyle D vitamini ile yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını arasındaki  ilişkinin gündeme gelmeye başladığını belirtti.

D vitamininin "vitamin" olarak isimlendirilse de aslında bir "hormon"  olduğunu anlatan Karagüzel, D vitamini eksikliği gibi D vitamini fazlalığının da  insan sağlığına zararlarının olduğunu ifade etti.

Karagüzel, D vitamininin, esas olarak güneş ışınları aracılığıyla  ciltte sentezlendiğini belirterek, "Sentezin olabilmesi için cildin güneş  ışınıyla direkt teması gereklidir, yani pencere veya balkon camından süzülen  güneş ışınları ile D vitamini sentezlenemez. D vitamini içeren doğal gıda maddesi  de yok denecek kadar azdır, o nedenle günlük D vitamini ihtiyacı için ya uygun  dozda oral olarak D vitamini alınması veya ciltten yeterince sentezlenmesi için  güneşlenmenin gerekli olduğu aşikardır." diye konuştu.Özellikle öğlen  saatlerinde güneşe maruziyetin de cilt kanserine yatkınlık yarattığının  bilindiğini aktaran Karagüzel, "Güneşe çıkmadan önce koruma faktörlü kremlerin  kullanımı dermatologlar tarafından önerilmektedir. Koruma faktörlü kremlerin  kullanımı ise ciltten D vitamini sentezini engellemektedir. Bu nedenle 'güvenli  güneşlenme' önerilmektedir. Güvenli güneşlenme haftada 3-5 kez, saat 10.00 ile  saat 15.00 arasında, kollar ve bacaklar açık olacak şekilde 10-15 dakika süreyle  güneşlenme olarak tanımlanmaktadır, tanımladığımız bu güneşlenme süresi  uzatılırsa koruma faktörlü krem kullanılması uygun olacaktır. " değerlendirmesini  yaptı.- "Bebeklerde D vitamini eksikliğinin görülme sıklığı  azalmıştır"Prof. Dr. Gülay Karagüzel, ilk 6 ayda bebek cildinin direkt  güneş ışınlarına maruziyetinin tıbbı açıdan sakıncalarıyla ilgili raporun  olduğunu belirterek, "Bu nedenle bebeklerde D vitamini eksikliğini önlemek için D  vitamini desteği yapılması önemlidir ve ülkemizde Sağlık Bakanlığınca 2005  yılından beri, yenidoğan bebeklere 1 yıl boyunca ücretsiz olarak, 400 Ü/gün  olacak şekilde D vitamini desteği yapılmaktadır. Bu destek sayesinde ülkemizde  ilk bir yaştaki bebeklerde D vitamini eksikliğinin görülme sıklığı belirgin bir  şekilde azalmıştır." dedi.Dünyada olduğu gibi Türkiye'de de çocuk ve  ergenlerin yaşam tarzındaki değişikliklerle, bu yaş gruplarında D vitamini  eksikliğinin giderek daha yaygınlaştığına işaret eden Karagüzel, şöyle devam  etti:"Şu günlerde Kovid-19 hastalığı nedeniyle zorunlu olmakla birlikte,  normal zamanlarda da çocuk ve gençlerimiz açık havada güneşten faydalanmak yerine  okul, ev, AVM veya kafe gibi kapalı ortamlarda gereğinden fazla zaman geçirmekte  ve bu durum D vitamini eksikliğine ilave yatkınlık yaratmaktadır. Sağlık sorunu  olmayan okul çocuklarında D vitamini durumunu belirlemek için bölgemizde çok  geniş kapsamlı bir çalışma yaptık ve gördük ki 11-18 yaş aralığındaki tamamen  sağlıklı görünen okul çocuklarının bile yaz döneminde yüzde 50'sinde ve kış  döneminde yüzde 90'ında D vitamini eksikliği mevcut. Bu yaş aralığında ergenliğin  etkisiyle büyüme de hızlandığından, bu yaş grubundaki çocuklara hekim kontrolünde  koruyucu dozda D vitamini desteği yapmak daha önemli hale  gelmiştir."Karagüzel, D vitamini eksikliğinin ortaya çıkmasında yaşam  tarzı yanında, cilt rengi, giyim tarzı, coğrafi enlem ve iklim koşullarının da  rol oynadığına değinerek, ayrıca gebelik döneminde D vitamini eksikliği olan  annelerin bebeklerinin de D vitamini eksikliği bulguları ile doğabileceğini ifade  etti.- "Gereksiz ve yüksek dozda D vitamini kullanımından  kaçınılmalıdır"Son zamanlarda D vitaminin bağışıklık sistemi üzerine olan  direkt ve indirekt etkileri, D vitamini eksikliğinde solunum sistemi  enfeksiyonlarına yatkınlık oluşması gibi nedenlerle Kovid-19 hastalığı ile D  vitamini ilişkisinin de sorgulandığını kaydeden Prof. Dr. Karagüzel, şöyle devam  etti:"Henüz Kovid-19 hastalığı olan çocuklarda D vitamini durumunu  araştıran yayımlanmış akademik bir makale yoktur. Kovid-19 hastalığı olan  yetişkinlerde ise D vitamini ile ilgili yayımlanan sadece birkaç çalışma vardır.  Bu çalışmalarda, eğer Kovid-19 hastasında aynı zamanda D vitamini eksikliği de  varsa, D vitamini eksikliğinin düzeltilmesi ile klinik fayda sağlanabileceği öne  sürülmüştür. Yüksek dozda D vitamini alımının Kovid-19 hastalığından koruyacağı  ile ilgili bir kanıt olmadığı gibi, Kovid-19 hastalığı olduğu halde D vitamini  eksikliği olmayanlara yüksek dozda D vitamini kullanımı da  önerilmemektedir.""D vitamininin bağışıklığı düzenleyici etkisinden  faydalanmak ve enfeksiyona yatkınlığı azaltmak için, toplumda yaygın olarak  görülen D vitamini eksikliğini önlemek önemlidir." diyen Karagüzel,  açıklamalarına şöyle devam etti:

"D vitamini eksikliğini önlemek için de ihtiyacı olanlara hekim  kontrolünde koruyucu dozda D vitamini uygulanması yaygınlaştırılmalıdır. D  vitamininin faydalı etkisinin kanıtlanmadığı hastalık durumlarında, istenmeyen  yan etkilere maruz kalmamak için, gereksiz ve yüksek dozda D vitamini  kullanımından kaçınılmalıdır. Komşunun çocuğu kullanmış biz de kullanalım  düşüncesiyle veya eczane çalışanının önerisi gibi hekim dışı şahısların  önerileriyle D vitamini kullanılmamalıdır. Toplumumuzu D vitamini eksikliği veya  fazlalığının olumsuz sonuçlarından korumak için D vitamini kullanımında altın  kuralımız 'ihtiyacı olana uygun dozda' D vitamini vermektir, bu da ancak hekim  kontrolünde sağlanır."- "Özel durumlar dışında D vitamini düzeyine  bakılması gereksizdir"Karagüzel, D vitamini ile ilgili diğer önemli bir  sorunun da kafasına esen herkesin kanda D vitamini baktırmaya çalışması olduğunu  belirterek, "Özel durumlar dışında, D vitamini desteği önerilen herkesin kan  testi ile D vitamini düzeyine bakılması gereksizdir. Ancak hekim gerekli görüyor  ise kan tetkiki ile D vitamini düzeyine bakılmalıdır. D vitamini önerirken o  kişinin yaşam tarzı, giyim tarzı ve coğrafi bölge özellikleri göz önüne alınarak  uygun olan koruyucu doz da yine hekim tarafından belirlenmelidir." dedi.   D vitamini kullanımında, piyasada çok farklı D vitamini formlarının ve farklı  preperatlarının mevcut olduğu da belirten Karagüzel, sözlerini şöyle  tamamladı:"En sık kullanılan damla şeklinde olan D vitaminidir, fakat her  D vitamini damlasının içerdiği D vitamini miktarı aynı değildir, o nedenle dozaj  hatalarına meydan vermemek için doktor tarafından önerilen D vitamini preperatını  kullanmaya özen göstermek gerekir, aksi halde kullanılacak D vitamini  preparatının 1 damlasında kaç ünite D vitamini olduğunu öğrenip ona göre önerilen  dozu belirleyip kullanmak gerekir ki bu hastalar için kolay bir yöntem  olmayacaktır. Yanlış dozda kullanımlar yetersiz tedavi veya uygunsuz yüksek dozda  kullanım ile kalsiyum yüksekliği ve böbrek hasarına yol açma gibi farklı  komplikasyonlara neden olacaktır."