Uzmanlar uyardı! Eriği tuzlayarak yerseniz...
Yaz aylarının vazgeçilmez meyvelerinden olan erik, yüksek vitamin içermesiyle sağlık kaynağıdır. Eriğin tuzla tüketilmesi de en yaygın tüketimlerinden olmakla birlikte uzmanlardan bu konuda önenmli bir uyarı geldi. Uzmanlar yeşil eriği tuzla tüketmenin zararlı olduğunu açıkladı. Peki yeşil eriği tuzla tüketmenin zararı nedir? İşte cevabı...
Haberler Galeri Uzmanlar uyardı! Eriği tuzlayarak yerseniz...



Porsiyon miktarı kırmızı erik için 2-3 adet (50 gr), yeni dünya için ise 6 adettir. Erik, sindirim sistemi rahatsızlıklarına iyi gelir, kabızlık probleminin giderilmesinde yardımcıdır. İdrar söktürücü özelliği vardır.


Diyabet hastalarında fazla şeker alımını engellemek adına taze olarak tüketilmesi önerilir. Tüm kabuklu meyvelerde olduğu gibi erik tüketirken de hijyene dikkat edilmelidir. Uygun şartlarda yıkayarak kabuğunda bulunabilecek ilaç kalıntılarından temizlemek gereklidir.


KİRPİ BALIĞI
Oldukça "tatlı" gözüken bu balık aslında derisinde, yumurtalıklarında ve karaciğerinde ölümcül bir zehiriçeriyor. Şefler bu yemeği hazırlarken oldukça dikkatli davranmalı ve balığın kötü organlarından kurtulmalıdır. Japon restoranlarında bu balığın hazırlanış aşaması için belirli eğitimler verilip denetleniyor.

Yaygın olarak bilinmese de süpermarketlerde gördüğünüz çiğ kajular içerisinde zehir bulunan maddeler içerir. Yüksek dozda alımı zehir üretebilir.

İzlanda'ya özgü olan bu yiyecek, ne böbrek ne de idrar yolu olan bir köpek balığından yapılan bir yemektir. Böylece tüm vücudun toksinleri doğrudan cilde geçmiş olur. Normalde Hákarl özel bir fermantasyon işlemi ile tedavi edilir ve 5-6 ay kurumaya bırakılır. Bu yemek, çavdar ekmeği ile servis edilir. Genelde insanlar tadının güzel olmadığı hakkında yakınır.

Doğu Asya'ya özgü bu aromalı meyve, karmaşık ve uzun bir hazırlığa sahip. Ağacın yaprakları, tohumları ve diğer birçok kısmı, toksin prusik asitini kolayca veren yüksek oranda bir glukozid içerir. Tüketimden önce yıkama, kavurma, ıslatma gibi çeşitli yöntemler kullanılarak tohumlar çıkarılmalıdır.
Tohum kaynatıldıktan veya kavrulduktan sonra yemek için güvenli hale gelecektir. Yapım aşaması kısaca; tohumları kabukları olmadan kaynattıktan sonra muz yaprakları, kül ve toprak ile birlikte kırk gün boyunca gömülü bırakılıyor. Bu futbol meyvesi, aslında mükemmel bir C vitamini ve demir kaynağı.

Bu yemek Güney Kore ve Japonya'da popülerdir. Tehlikeli kısmı, ahtapotun canlı olmasından kaynaklı emilim yapabilmesidir. Ahtapot kavrama gücüne sahipken yemeniz boğulma anlamında riskli olacaktır. Bu boğulma nedeniyle yılda yaklaşık 6 ölüm yaşanıyor.

Bu kök sebze, yararlı besin maddeleri ve dirençli nişasta sağladığı için gelişmekte olan ülkelerde popüler bir yemektir.
Güney Amerika'ya özgü olan bu sebze, şimdi birçok tropikal bölgede yetiştirilmektedir. Fakat çiğ yenildiğinde, siyanür üretebilir (insan vücudu için ölümcül bir madde).

Bu meyveler oldukça lezzetli görünüyor. Ama kesinlikle kasvetli bir tarafları var. Yaprakları, tohumları ve dalları siyanür içeriyor. Bu nedenle bunları çıkarmanız ve sadece tamamen olgunlaşmış ve düzgün pişirilmiş mürverleri yemeniz gerekir.


Bu gizemli (ve garip görünümlü) meyve Jamaika kusma hastalığına neden olabilir, ki bu hiç eğlenceli değildir ve ölümcül olabilir. Bu egzotik yemeğin tadını çıkartabilmek için, Batı Afrika'ya özgü olan siyah tohumları çıkartıp olgunlaşmış olan bir Ake yemeniz gerekir. Bu şekilde, hastalığa neden olan toksinlerden kaçınmış olursunuz...


Alkolün karaciğeri iflas ettirdiği bilinmektedir. Ancak az bilinen diğer etkisi de beyni bitirip tükettiğidir. Sağlıklı düşünme yeteneğini zayıflatır, hafızayı da tüketir. Kısa vadede alkol bırakıldığı takdirde etkileri belli bir düzeyde onarılabilmektedir. Ancak uzun süreli kullanımlarda kalıcı hasarlara da yol açabilir.

Uzun süreli şeker kullanımı nörolojik problemlere sebep olur. Ayrıca hafızayı da zayıflattığı tespit edilmiştir. Öğrenme kabiliyetini zaafiyete uğrattığı da ifade edilmektedir. Bu sebeple şekerden uzak durmak gerekir.

Yakın zamanda Montreal Üniversitesi´nde yapılan bir araştırma fast food ürünlerinin beynin kimyasını değiştirdiğini ortaya koymuştur. Bu da depresyon ve anksiyete sorunlarına yol açmaktadır.


Bütün işlenmiş yiyecekler kimyasallar, katkı maddeleri, yapay tatlandırıcılar ve koruyucular içerir. Bunlar hem çocuklarda hem yetişkinlerde ciddi beyin hasarlarına yol açar.


Tıpkı kızarmış gıdalar gibi işlenmiş gıdalar da merkezi sinir sistemine zarar verir. Bu da dejeneratif beyin bozukluğuna yol açar. İleriki yaşlarda Alzheimer´a neden olur.

Tuzun kalbe zarar verdiğini herkes bilir. Bilinmeyen şey ise tuzun içindeki yoğun sodyum beyne de zararlıdır ve düşünme yeteneğini zayıflatır. Zekayı da gerilettiği ispat edilmiştir.

Proteinler kas yapıcıdır. Et ise en yüksek kalitede ve en zengin protein kaynağıdır. Ancak sosis, salam, sucuk ve benzeri gıdalar gibi işlenmiş proteinlerden uzak durulmalıdır.


Kesinlikle her türlü trans yağdan uzak durulmalıdır. Trans yağlar bir çok ciddi soruna yol açar. Kalp sorunları, kolesterol ve obezite bunların en çok bilinenidir.


İnsanlar zayıflamak için şeker yerine yapay tatlandırıcı kullanırlar. Bunların daha az kalori içerdiği doğru olsa da faydasından çok zararı vardır. Uzun kullanımlarda beyin hasarına ve zihinsel bozukluklara yol açar.

Nikotinin zararları saymakla bitmez. Beyinle ilgili olanına gelince... Vücudunuzun en önemli organı olan beyninize kan gitmesini engeller. Kan gitmezse oksijen de gitmez. Bu da beyninizin yavaş yavaş ölmesine yol açar.
