Karar yazarı Beki: ‘Damat’ magazinini bırak satılan hikâyeye bak!
"Zora, sıkıya gelemeyen merakımız, 'sosyete damat' polemiğine sardırmayı tercih ediyor"
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde danışmanlığını yapan Karar gazetesi yazarı Akif Beki, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın 'sosyete damat' takılmalarına verdiği yanıtının polemik haline geldiğini, Albayrak'ın açıklamasında dikkat çekici konuların olduğunu dile getirdi. Beki, "Çok bilen ama çok yanılan otoritelerin söylediğinin aksine, bu krize rağmen, yüzde 5-10 küçülme değil, inşallah pozitif büyümeyle bu yılı kapatacağımız yıl olması için çok büyük çaba sarfediyoruz.' Bir de CHP'nin 'seçim kazanarak darbesiz asla iktidara gelemeyeceği'ne dair muamması kayda değerdi." görüşünü savundu.
Beki, "Hazine ve Maliye Bakanı Abayrak'a, TRT Haber'de bir çok şey soruyorlar. Hiçbiri, 'sosyete damat' takılmalarına verdiği cevap kadar dikkat çekmedi. Erdoğan'ın damadı olmaktan onur duyduğunu belirtiyor, 'Bu benim için çok değerli ve kıymetli bir husus, siyasi bir ilişkim yok. Benimkisi dava ve gönül ilişkisi' diyor ya...Eş anlamlı kelimelerle pekiştirdiği bu okkalı cevap, Demirel'in 'Kendim için bir şey istiyorsam namerdim' lafı kadar tuttu. Bana sorsanız, çok daha dikkate değer ve iddialı cevapları vardı. IMF'nin 'Dünya yüzde 3 küçülürken Türkiye bu sene yüzde 5 küçülecek' öngörüsü mesela... Albayrak, dünyadan kötü yönde/negatif değil iyi yönde/pozitif ayrışacağımız iddiasını sürdürdü." ifadesini kullandı.
Beki yazısında şunları kaydetti:
"Çok bilen ama çok yanılan otoritelerin söylediğinin aksine, bu krize rağmen, yüzde 5-10 küçülme değil, inşallah pozitif büyümeyle bu yılı kapatacağımız yıl olması için çok büyük çaba sarfediyoruz.' Bir de CHP'nin 'seçim kazanarak darbesiz asla iktidara gelemeyeceği'ne dair muamması kayda değerdi.
Şöyle: "CHP, 1950'den sonraki süreçte serbest seçimle iktidara gelemediği için hep iki şey söylemiş: 'Bu hükümet gayrimeşru ve erken seçim'. Menderes'ten Özal'a hep aynı hikaye. Amaç ne, hiçbir şey yapmamak ve farklı güçlerle tehdit etmek. Ama bu ülkede bu millet özgür iradesiyle bu yetkiyi vermedi."
Zamanın CHP lideri Ecevit, seçimle başa gelemediyse nasıl "Kıbrıs Fatihi Karaoğlan" ünvanı aldı?
CHP, 70'lerde üç defa hükümet kurmuş, seçimlerden birinci çıkmamış mıydı?
12 Eylül darbesinde kapatılan partilerden değil miydi CHP?
89 yerel seçimlerinde ardılı SHP, Özal'dan Ankara ve İstanbul'u da alarak büyük bir sandık zaferi kazanmamış mıydı?
Tekrar açıldıktan sonra, CHP 90'larda iki kez koalisyon ortaklığı elde etmemiş miydi?
En son 2019 yerel seçimlerinde, 30 büyükşehirden 11'ini sandıkta kim aldı, Ankara ve İstanbul dahil?
Fakat bu, CHP'nin Atatürk'ten sonra, İsmet İnönü devrinde tek parti rejimiyle memlekete çöktüğü 'gerçeği'ni değiştirmiyor. CHP ve tek parti rejimi, Atatürk tarafından kurulmamış gibi. Tek partili sistemden çok partili hayata İnönü geçirmemiş gibi.
'Alternatif gerçekler' dünyasında, 27 Mayıs 1960 darbesinden de tek başına bugünkü CHP sorumlu zaten.
Darbe bildirisini de okuyan kudretli Albay Türkeş, idamları önlemek için sürgünden arkadaşlarına bir mektup yazarak adeta çırpındı. İsmet Paşa ise, bu anlatıya göre darbecileri durdurmak için parmağını bile kımıldatmadı. Aksini yazan gazete arşivleri ve anılar, hep yalan. O yüzden "Cani ve alçak cuntacılar" diye CHP'ye lanet ettiriliyor. Darbeyi ve idamları bilfiil onlar yapmış gibi.
Gerçeği tersyüz eden bulmaca gibi kurgulanmış bir anlatı. Çıkın bakalım içinden.
Ama zora, sıkıya gelemeyen merakımız, 'sosyete damat' polemiğine sardırmayı tercih ediyor. Bulmaca çözmekten daha keyifli.
Bizde bu magazin düşkünlüğü varken "Hem paşa hem Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa'nın asker kaçağı olduğu" karalamasına inanan da eksik olmaz."
Yazının devamı için tıklayın