Virüs dünya düzeni mi, Adil Dünya Düzeni mi?-47

by

Bu yazı dizimizin en başından beri öz ve özet olarak ne diyoruz?
SOSYAL TUFAN hatırlatmalarımı yıllardan beri sabır ve sebatla yaptım…

ADİL DÜZEN’in ülkemiz, ADİL DÜNYA DÜZENİ’nin de tüm dünya için yegâne sosyal tufandan yani tüm sorunlardan kurtulma reçetesi olduğunu hatırlattım…

Virüsleri sırasıyla hatırlayalım; Kuş, Kene, Domuz, SARS ve Koronavirüs!

Ve bir anda hayatımızın dört bir yanını kaplayan KORONAVİRÜS DÜZENİ!

Koronavirüs vesilesiyle farklı değerlendirmeler yapılıyorken, biz ülkemiz ve dünya yani bütün insanlık açısından, yarım yüzyıllık birikim ve çalışmalarımız Adil Düzen yani sistem merkezli değerlendirmeler yaptık; 46 yazımızı geride bıraktık...

Tam ON yıl önce “Zalim Düzen ile Adil Düzen ‘İŞ’ ve ‘AŞ’ bulma sistemleri” üzerinde durmuştuk, koronavirüs krizi vesilesiyle ON yıl sonra yine duralım…

Zalim Düzen ‘İŞ’ ve ‘AŞ’ bulma sistemi

“Canlı” nedir? Canlı, sürekli olarak dışarıdan gerekenleri alıp kendi benzerini meydana getiren varlıktır. Dışarıdan ihtiyaçlarını almasına “çalışma”; bunları kullanarak varlığını sürdürmek ve benzerini meydana getirmesine de “yaşama” diyoruz.

İNSAN çalışan ve yaşayan canlı bir varlıktır. Ormandaki ağaçlar ayrı ayrı üretip ayrı ayrı tüketirler. Vücudumuzdaki hücreler birlikte üretip birlikte tüketirler. Arılar ayrı ayrı üretip birlikte tüketirler. İnsanlar ise birlikte üretip ayrı ayrı tüketirler. Bu şekilde yaşayan insandan başka bir canlı yoktur.

İNSANLAR bir köyde birlikte çalışıp üretirler, bir ilçede birlikte çalışıp üretirler, bir ülkede birlikte çalışıp üretirler, insanlıkta/dünyada birlikte çalışıp üretirler; sonra birlikte çalışıp ürettiklerini ülkelere, bölgelere, ilçelere, semtlere götürüp halka ulaştırırlar. Yani; tüm insanlık birlikte çalışıp üretmekte, ayrı ayrı bölüşerek tüketip yaşamaktadır.

Bu büyük organizasyon nasıl sağlanıyor? Bunun için iki sistem vardır; “iş verme sistemi” ve “iş bulma sistemi”. Bunun doğal olanı “iş bulma sistemi”dir.

Nedir bu doğal iş bulma sistemi? Herkes kendi yapacağı işi kendisi arar, kendisi bulur, o işi yapar ve ürününü topluluğa verir. Halk da kendisinin ihtiyacını kendisi tespit eder, ortak üründen istediklerini alır.

İnsanlar ilk yaratıldıkları günden beri bu sistemi uyguladılar. 20’inci yüzyıla kadar bu böyle geldi. Halk istediğini üretir, satar; sonra istediğini satın alır ve tüketir. Aracılar, halkın ürettiği malları alır, isteyenlere satar. Aracılar, halkın ne üreteceğine ve ne tüketeceğine karışmaz. Bu doğal sistem 20’inci yüzyılda bozuldu. Bu bozukluk ve düzensizlik devam ediyor… Yukarıda anlattığım bu doğal sistem bozulunca ne oldu?

Aracı tekeller oluştu.

Sermeye (kapitalist sömürü sermayesi, tekel ve ırkçı emperyalist sermaye) veya devlet (komünist veya sosyalist devlet) halkın ne üreteceğine o karar verir, halka istediği malı sunar, halk da ister istemez o malı alıp tüketir. İşte buna “iş verme sistemi” diyoruz.

Bize göre; insan fıtratına/tabiatına uygun ve tabiî/doğal olan “iş bulma, aş bulma sistemi” yerine bugün “iş verme, aş verme sistemi” ikame edilmiştir.

SONUÇ olarak çağımızdaki ZALİM DÜNYA DÜZENİ’nde halkın elinden “şahsiyet/kişilik” alınmış, halk “hayvan” mesabesine indirilmiştir. Ahırdaki ineklerine sen ne istersen onu yaptırırsın, onlara senin istediğin yemleri verirsin. Bugün insanlar Sermaye’nin veya devletin birer hayvanı hâline getirilmiştir.

İnsanları insan olmaktan çıkarıp hayvanlaştıran “zalim düzendeki ‘iş’ ve ‘aş’ bulma sistemi” işte böyle bir sistem/düzen! Ve “muhafazakâr” birileri insanı hayvan mesabesine düşüren işte bu ZALİM DÜZEN’i uygulamalı olarak ısrarla muhafazaya devam ederken; Millî Görüş gemisini terk eden, ADİL DÜZEN GEMİSİ’ne ise hiç binmeyen birileri de onları taklit etmeye, bu ZALİM DÜZEN’i biraz daha yaşatmaya özeniyorlar! Zavallılar…

Gelecek yazımız “Adil ‘İŞ’ ve ‘AŞ’ bulma sistemi” olacak, inşallah...