Beyazperdenin Fatih’le imtihanı
İstanbul’un fethi ve Fatih Sultan Mehmed’in sinemadaki yansımaları enteresan oldu. İstanbul’un fethini ilk defa Fransızlar beyazperdeye taşırken, Türkiye’de ancak çok partili hayata geçtikten sonra film yapılabildi. Her dönemin de farklı bir Fatih karakteri vardı. Türk seyircisi eli yüzü düzgün bir Fatih filmi seyretmek için 2012’ye kadar bekledi.
MURAT ÖZTEKİN
Türk sineması, yıllarca Osmanlı tarihine yabancı kaldı ama istisnaları da vaki… Bugün ise hem Osmanlı hem de dünya tarihinin dönüm noktalarından biri olan İstanbul’un fethinin yıl dönümü... Fatih Sultan Mehmed’in 567 sene evvel yaptığı büyük fethin sinemadaki yansımaları küçüktü ama son yıllarda dönemden ilham alan yeni filmler ortaya çıkmaya başladı.
Gariptir İstanbul’un fethini ilk defa filmleştiren Fransızlardı. Hadiseyi Batılı gözüyle “barbarlık” olarak sunan “L’agonie de Byzance” (Bizans’ın Dramı) 1913 yılında oynatılmıştı. Türk sinemasının fethe ve Fatih Sultan Mehmed’e rağbet göstermesi ise tek partili dönem sonrasında oldu. Yetmiş senedir yerli sinemada arzıendam eden Fatih karakterleri de, dönemine göre farklılaştı, politik iklimin tesiri altında kaldı.
İLK YERLİ FETİH FİLMİ
İstanbul’un fethi, Türk sinemasında ilk defa 1951 senesinde siyah beyaz olarak işlendi. Ordu tarafından da desteklenen “İstanbul’un Fethi”nin yönetmen koltuğunda Aydın Arakon oturuyordu. “Ankara Ekspresi” gibi eski devri aşağılayan filmlere imza atan Arakon, Sultan Fatih’i de dönemin ideolojik kodlarıyla seyirciye sunuyordu; eserde Öztürkçe konuşan din adamları vardı mesela... Fethin olabildiğince dinî argümanlardan sıyrılarak ele alındığı filmde, sert ve itici bir Fatih tasviri yapılıyordu. Dönemine göre 90 bin lira gibi büyük bir bütçeyle hazırlanan eser, 1971’de renklendirilerek tekrar seyirci karşısına çıkarılmıştı.
Cüneyt Arkın’la özdeşleşen “Kara Murat” serisi de her ne kadar Fatih Sultan Mehmed’in hayatını anlatmasa da onun döneminde geçen filmlerdendi. Natuk Baytan’ın yönetmenliğinde 1972 yılında “Fatih’in Fedaisi Kara Murat”la başlayan seri, her filmde Fatih’in farklı bir devrini arka plana koyuyordu. Esasen Kara Murat’ın kahramanlıklarını ele alan filmlerde, geri planda kalan ama vakur bir Fatih Sultan Mehmed imajı vardı. İlk Fatih filmine kıyasla dinî vurguları daha yoğun olan eserler, buna rağmen yoğun hamaset ihtiva ediyor, Osmanlı’dan ziyade Türk kimliğini öne çıkarıyordu. Kara Murat serisine gişeye oynamak adına yatak sahneleri de konulmuştu. Şimdilerde savaş sahneleri gülümsetse de “Kara Murat”, Yeşilçam’ın en tesirli tarih serisi oldu.
YARIM KALAN HAYALLER
Fethe dair yarım kalan hayaller de oldu. Birçok filmin çekilmesine öncü olan, gazetemizin kurucusu merhum Enver Ören ve yönetmen Mustafa Akkad, 1990’ların sonunda bir film projesi için kolları sıvamışlardı. Set hazırlıkları bile başlayan proje, nihayete eremedi. Bu yüzden Türk seyircisi Fatih Sultan Mehmed ve İstanbul’un fethi hakkında eli yüzü düzgün bir film görmek için 2012 yılını beklemek zorunda kalacaktı. Yönetmenliğini Faruk Aksoy yaptığı “Fetih 1453”, İstanbul’un fethine Ulubatlı Hasan’ın hikâyesi üzerinden bakan, büyük bütçeli ve iyi çalışılmış bir yapımdı. Daha öncekilerine aksine Osmanlıyı yatak sahneleriyle anlatmayan filmde, kaliteli bir görsellik ve efekt işçiliği vardı. Tarih ve üslup hatalarının yapıldığı film, yine de seyirciyle bağ kurmayı başardı; eser 6,5 milyonluk gişe rakamıyla yerli sinemanın en çok seyredilen filmleri arasına adını yazdırdı.
2015 yılına gelindiğinde Fatih devrini anlatan “Kara Murat” karakteri yeniden canlandırıldı. Ama yönetmenliğini Aytekin Birkon’un yaptığı “Fatih’in Fedaisi Kara Murat” filmi istenilen başarıyı yakalayamadı.
FATİH’İN ÇOCUKLUĞU PERDEYE YANSIDI
Yönetmen Osman Kaya’nın 2018 yılında seyirciyle buluşturduğu “Deliler Fatih’in Fermanı” ise Sultan II. Mehmed’in birlikte yetiştiği Vlad’ın Kazıklı Voyvoda’ya dönüşüp zulüm yapması üzerine Deliler Birliğinin vazifelendirmesini işledi. Birliğin Balkanlardaki mücadelesini merkezine alan film, Hollywood’a öykünen ve zaman zaman didaktik olabilen bir hikâye anlattı. Eserde, Fatih Sultan Mehmed’in çocukluk günlerinden müspet kesitler sunuldu...
Diriliş Ertuğrul dizisinin senaristi Mehmet Bozdağ’ın geçtiğimiz aylarda beyazperdeye getirdiği “Türkler Geliyor: Adaletin Kılıcı” da Sultan Fatih devrine dair bir film... Ama bu defa mevzu Büyük İmparator’un yüzünü Roma’ya çevirdiği zamanlarda geçiyor. Fatih’in Avrupa’daki ilerleyişini durdurmaya çalışan Sırp Kralı Lazar’a karşı yola çıkan Akıncıların mücadelesi filmin merkezine konuyor. Filmde Osmanlı kimliğinden ziyade milliyet vurgusu daha yoğun.