https://cdnuploads.aa.com.tr/uploads/Contents/2020/05/29/thumbs_b_c_9d32e494f17f8f9171c2b0c03c144bec.jpg?v=170405

Sayıştay'dan 'rapor' açıklaması: Hukuki yola başvurulacak

Sayıştay Başkanlığı, eski bir Sayıştay denetçisinin gerçekle bağdaşmayan, kurumun itibarını zedeleyen ifadeleri ve bunlara ilişkin haberlere yönelik kanuni yollara başvurulacağını açıkladı.

by

Ankara

Sayıştay Başkanlığı, eski bir Sayıştay denetçisinin gerçekle bağdaşmayan, kurumun itibarını zedeleyen ifadeleri ve bunlara ilişkin haberlere yönelik kanuni yollara başvurulacağını bildirdi.

Başkanlıktan yapılan açıklamada, bazı basın yayın organlarında bir eski Sayıştay denetçisinin ifadelerine dayanılarak, Sayıştay raporlarındaki bulguların azaltıldığı ve bulgu gereklerinin yerine getirilmediği şeklinde gerçeklerle bağdaşmayan haber ve yorumlara yer verildiği ifade edildi.

Söz konusu haberin dayandırıldığı eski Sayıştay denetçisinin 2006'da kurumdan ayrıldığına, 6085 sayılı Sayıştay Kanunu ile başlayan yeni denetim ve yargılama süreçlerini içeren sistemde görev almadığına yer verilen açıklamada, ifadelerinden Sayıştay'ın yeni sistemde öngörülen denetim ve yargılama fonksiyonlarını karıştırdığının anlaşıldığı belirtildi.

Sayıştay'ın bir denetim ve hesap yargılaması kurumu olduğuna, Anayasa ve ilgili kanunların Sayıştay’a denetim ve yargılama görev ve yetkileri verdiğine işaret edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Denetim görevi kapsamında Sayıştay kamu idarelerinin hesaplarını denetlemek ve sonuçları hakkında TBMM’ye rapor sunmakla görevlidir. Kanunda öngörüldüğü şekilde Sayıştay denetimlerini Uluslararası Sayıştaylar Birliği (INTOSAI) tarafından belirlenen Uluslararası Denetim Standartlarına (ISSAI) göre yürütmektedir. Bu denetimler sonucunda mali denetim bulguları ile performans denetimi bulgularının yer aldığı Sayıştay Raporu hazırlanmakta olup, merkezi yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin denetim raporları TBMM’ye ve mahalli idarelere ilişkin denetim raporları ise meclislerinde görüşülmek üzere mahalli idarelere gönderilmektedir.

Denetimler sırasında, denetçilerce kamu zararı tespiti yapılması halinde, yargılamaya esas rapor düzenlemekte ve bu raporlar hesap yargılaması kapsamında Sayıştay yargılama daireleri (Sayıştay Mahkemeleri) tarafından hükme bağlanmaktadır. Anayasa’nın 138'inci maddesi ve ilgili mevzuat çerçevesinde yargılama daireleri görevlerini bağımsız olarak yerine getirirler.

Sayıştay’ın bu iki fonksiyonu, söz konusu haber ve yorumlarda birbirine karıştırılarak, maksatlı bir şekilde algı oluşturulma gayreti içine girilmiştir. İlgili kişi yıllar önce Sayıştay’dan ayrılmış olmakla birlikte, bunu gizlemek suretiyle 'içeriden birisiymiş' gibi mesnetsiz ifadelerini kıymetlendirmeye çalışmakta, ancak kurumun saygınlığını zedelemektedir."

"Gerçekle bağdaşmayan bir izlenim"

Söz konusu haberlerde, "eskiden daha fazla bilgi veriliyormuş ve raporlama yapılıyormuş" gibi gerçekle bağdaşmayan bir izlenim oluşturulmaya çalışıldığı ifade edilen açıklamada, oysa ki 2010 yılında kabul edilen 6085 sayılı Sayıştay Kanununa kadar olan dönemde, denetim faaliyetlerinin sadece yargılamaya esas raporlara dönüştüğü ve yargı kararları olarak sonuç doğurmakta iken, bu tarihten itibaren yargısal faaliyetlerin yanında yeni bir raporlama şekli getirildiği vurgulandı. Açıklamada, bu şekilde her yıl yaklaşık 500 civarında denetim raporunun TBMM’ye ve ilgili kamu idarelerine gönderildiği ve yıllar itibarıyla bütün denetim raporlarının Sayıştay internet sitesine konularak kamunun erişimine açıldığı belirtildi.

Anayasanın 165’inci maddesinde, Kamu İktisadi Teşebbüslerinin (KİT) denetiminin TBMM tarafından yapılacağının öngörüldüğüne, bu denetimin esaslarının 3364 sayılı Kanun ile düzenlendiğine işaret edilen açıklamada, şu değerlendirmelerde bulunuldu:

"Sayıştay’ın KİT’ler üzerindeki denetimi, Kamu İktisadi Teşebbüsleri Komisyonunu denetimine yardımcı olmaktan ibaret olup nihai denetim ve raporlama KİT Komisyonunun yetkisindedir. Sayıştay tarafından KİT Komisyonunun denetim faaliyetlerine yardımcı olmak üzere Komisyona gönderilen rapor hazırlık niteliğinde olup, KİT Komisyonunun denetimi bundan sonra başlayacaktır. Bu nedenle, söz konusu raporların Sayıştay tarafından kamuoyuna açıklanması mümkün değildir. Ancak bu durum söz konusu raporların gizli olduğu anlamına gelmemektedir, zira KİT Komisyonu bu raporları milletvekillerinin istifadesine sunmaktadır.

Diğer taraftan, haber ve yorumlarda tamamen gerçek dışı olarak “suç teşkil eden hususların savcılıklara gönderilmediğinden” bahsedilmektedir. Sayıştay Kanunu çerçevesinde denetimler sırasında ceza kanunlarına göre suç teşkil ettiği düşünülen hususlara ilişkin denetim ekibi tarafından bir müzekkere hazırlanarak ilgili yargılama dairesine gönderilir. “Suç Duyurusu Kararı” ilgili yargılama dairesi tarafından verilir ve bu karar Cumhuriyet savcılıklarına gönderilir. Yargılama Dairelerince suç duyurusu kararı verilip de Cumhuriyet savcılıklarına gönderilmemiş bir örnek mevcut değildir."

"Suç ihbarında bulunmak vatandaşlık görevi"

Ceza kanunlarına göre "suç işlendiğini gördüğü halde bildirmemenin" de suç olduğu belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Herkesin vatandaşlık görevi olduğu gibi, habere konu olan "eski Sayıştay denetçisinin" de suç ihbarında bulunmak gibi bir vatandaşlık görevi vardır. Esasen gördüğü halde ihbar etmemiş olması suç teşkil etmektedir.

Yukarıda yer verilen açıklamalar çerçevesinde, şahsi gayelerle, bilgisizlik ve zihin karışıklığı içeren haber ve yorumlar gerçeklerle bağdaşmadığı gibi kurumumuzun itibarını zedelemekte ve denetim ve yargılama görevleriyle 'kamu yönetiminde hesap verebilirliğin artırılması ve kamu yönetiminin geliştirilmesine katkı sağlama' fonksiyonuna zarar vermektedir. Öte yandan, Sayıştay’dan ayrıldıktan yıllar sonra birtakım şahsi amaçlarla sarf edilen ifadelerle, söz konusu maksatlı haberlere ilişkin olarak her türlü kanuni yola başvurulacaktır."