Milletle topluca görüşün de…

AKP Genelinin ve AKMHP Cumhurunun Başkanı Erdoğan geçen gün parti teşkilâtına konuşurken şunları söylemiş:

by

“Yarından tezi yok, yeni bir gönül seferberliği başlatıyoruz. Sokağa çıkma kısıtlaması günlerinde telefonla ulaşarak, Çarşambadan itibaren de bizzat sahaya inerek, milletimize gidecek kendimizi anlatacak, onun da derdini dinleyeceğiz.”

Bu cümleler transfer ihtimalleri ve engelleme gayretleri ile birleşince gaze- tecilerin ve zaten diken üstündeki siyasetçilerin “erken seçim geliyor” algısını daha da güçlendirdi. Herkesin gözü kulağı Bahçeli’de. Zira bu işi o bilir!

Erken ya da zamanında. Ama eninde sonunda sandık milletin önüne gelecek. Sandık sonucunu bilemeyiz, ama öncesindeki propaganda sürecini tahmin edebiliyoruz.

“Ankara’da yeni partiler kuruluyor, taşrada karşılıkları nedir?” diye sorduğumuz hemen hemen herkes şunu söylüyor: “Millet konuşmuyor. Sözünü sandığa saklıyor.”

Demek anketlere konuşmayanlar burnundan soluyor.

Zaten şunu da herkes görüyor ve AKP’liler de itiraf ediyor: “AKP artık seçim öncesi yürüttüğü ‘adam adama markaj’ gücünü ve imkânını kaybetti.”

Gerçekten AKP’nin Refah Partisi’nden itibaren uyguladığı sokak sokak gezme ve mağduru oynama taktiği artık tutmuyor.

Zira sokaklarda artık başka mağdurlar var ve bunlar (bilhassa FETÖ / PDY dâvâlarının mazlumları) AKP döneminin mağdurları. Yani beraber yürüdük bu yollarda nakaratını söyleyenler.

İktidarında bol miktarda mağdur oluşturan mağrur ve muktedir AKP artık sokak kampanyaları düzenleyemiyor.

AKP adına sokakta esnafla, ev hanımıyla, öğrenciyle vs. konuşanlar karşılarında kolaylıkla muhalifleri buluyorlar ve bu sohbetler birdenbire AKP’nin aleyhine dönüyor.

Bu yüzden de AKP’liler seçmen adaylarıyla ancak “kamerasız ortamda” birebir görüşmeye çalışıyor. Bir de itirazların kamuya açık şekilde dillendirilemediği miting ve benzeri kitle eylemleri ile kendisini göstermeye çalışıyor.

Sokak hâkimiyetini ve esnaf hâkimiyetini kaybeden AKP besleme basın ile kurduğu medya hâkimiyetini de internet medyasına kaptırmış durumda.

Bunu gönüllü/gönülsüz trollerin yazılarına yansıyan müdafaacı ruh halinden de anlamak mümkün.

Bir de şu var: Sahibine göre kişnemeye hazır olan (ve zaten öyle olması gereken) Ankara bürokratı (atı) da yeni siyasetçisini (seyisini) beklemeye başladı.

İzliyor, duymaya ve koku almaya çalışıyor.

AKP’nin bu inişini hızlandıran en önemli etken, “teşkilât partisi” durumunda olan ve “sokakların partisi” olmayı baştan beri reddeden MHP’nin AKP’ye attığı kanca.

Neticeyi hep birlikte göreceğiz.

Sandık güzeldir.