Bir günde Avrupa’da olursak kârlı çıkarız
İhraç mallarında üretim artışının başladığını, bunun ambalaj talebiyle net olarak görüldüğünü söyleyen ASD Başkanı Zeki Sarıbekir “İhracatta lojistikle avantajlı konuma gelmeliyiz. Çin, yedi günde Avrupa’ya ulaşmanın hazırlığını yapıyor. Biz, bir günde Avrupa’da olmalıyız” dedi.
CANAN ERASLAN
Türkiye gerek lojistik avantajı, gerek salgın döneminde Avrupa ülkelerine yaptığı tıbbi yardımlar sebebiyle önümüzdeki dönemin en büyük avantaja sahip ülkesi. İhracatının yarısını Avrupa’ya gerçekleştiren Türkiye’de siparişlerde kıpırdanma başladı. Bunun en yakın işaretlerini, salgın döneminde her şeyin ambalaja girmesiyle yeni bir dönemin başladığı ambalaj sektörü yakinen hissetti. Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD) Başkanı Zeki Sarıbekir, birçok stratejik sektörde siparişlerin başladığını, ambalaj üreticilerinin hatlarının her geçen gün daha da hızlandığını ifade etti. Türkiye’nin yeni dönemde yaralarını hızla saracağına, sürecin kazananlarından olacağına inandığını söyleyen Sarıbekir “Ben iyimserim. Önümüzdeki dönemin Türkiye’nin dönemi olacağına inanıyorum. Avrupa’nın hemen yanında olmamız şansımız. Lojistik imkânlarımızı daha da geliştirmemiz gerekiyor. Bu sebeple Ticaret Bakanlığımızın Avrupa’da lojistik merkezleri kurma fikri çok yerinde. Sonuna kadar destekliyorum. Bir an önce ve hızla gerçekleşmeli. Çin, yedi günde Avrupa’ya gelmeyi planlıyor. Biz dibindeyiz. Bir gün, en fazla iki günde gidebilmeliyiz ki farkımız öne çıksın. Bunun için tren ve Ro-Ro seferleri artırılmalı. Düşük petrol sebebiyle petrol ihracatçısı ülkelerin geliri düştüğü için onlara ihracatta yüksek oranlı artışlar olmaz ama Avrupa’dan daha fazla pay almanın yollarını bulmamız lazım” diye konuştu. Herkesin kendi artısını, eksisini görmesi gerektiğini dile getiren Sarıbekir “Bizim avantajımız yakınlık ama Kapıkule’den üç günde geçer, 50 km/sa. hız sınırıyla yedi günde Almanya’ya gidersek bir anlamı kalmıyor. Çünkü Çin de yedi günde gelecek. Bizim lojistiği hızlandırmamız lazım. Çok kaliteli olacağız, hızlı ve uygun fiyatlı ürünlerimizi kaliteli ambalajla ulaştıracağız” diye konuştu.
AMBALAJ, HESAP SORULABİLECEK ADRES DEMEKTİR
Ambalajın öneminin, pandemi döneminde iyice anlaşıldığını söyleyen ASD Başkanı Zeki Sarıbekir “Ambalaj özellikle gıdanın hijyenik şekilde son tüketiciye ulaştırılmasını sağladı. Biz dernek olarak bütün ürünlerin ambalaja girmesini, hiçbir şeyin açıkta satılmaması gerektiğini savunuyoruz. Çünkü görülemeyen bakteri, virüs her zaman var. Açık gıdalara yapışabiliyor. Ayrıca ambalaj, gıda güvenliğinin olmazsa olmazı. Ambalajın üzerinde marka var, adres, izin numarası, ürün muhteviyatı, besin değeri vs. her şeyi görüyorsunuz. Hesap sorma adresiniz orada” dedi.
DARALMA DA ÖNCE BİZDE BÜYÜME DE
"Deniz dalgalıyken herkesin iyi olması diye bir şey mümkün değil” diyen Zeki Sarıbekir “Bu dönemde devletin destekleri çok önemliydi. Dernek olarak baktığımızda tüketime ambalaj yapanlar iyi durumda. Bir de endüstriyel ambalajlar var. Mesela boya sektörü yüzde 30 küçüldü. Tekstilde de öyle. Gömlek satışı, ihracatı yoksa gömlek kabı, yaka koruyucusu, kutusu yapan firma iş yapamıyor. Boya kovası üreten de öyle. Türkiye’nin 20 milyar dolarlık bir ambalaj cirosu var. Benim firmam SARTEN için Manisa’da yatırıma devam ediyoruz. Yaz için kapak ve kavanoz üretimine başladık mesela. Sıkıntı olmayacak. Avrupa’ya baktığımızda da İtalya’da, İspanya’da gıda üretimi için pek ekim yapılamadı. Gıda ihracatımız artacak” dedi.
MARKET RAFLARINI BOŞ BIRAKMADIK
Salgınla ilgili tedbir ve yasaklar açıklanırken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Tedarik zincirini aksatmayacağız” dediğini aktaran Sarıbekir “Gerçekten aksamadı. Belli sektörler öne çıktı tabii. Bunlardan biri gıda, diğeri hijyen ve temizlik ürünleri ile bunların bileşenleri. Gıda önemli ama gıdanın bileşenleri de önemli. Bir kurabiye diyelim. Onun oluşması için un fabrikası da çalışmalı, maya fabrikası da, ambalaj da. Dünyanın birçok yerinde, Avrupa’da marketlerde birçok ürün bulunamadı. İthal edemediler, üretemediler. Bizde ise belki birkaç saat, belki bir gün bazı ürünler tükendi ama ertesi gün sevkiyat sağlandı. Bizde hiçbir markette hiçbir ürün eksik değil, Avrupa’da hâlâ boş raflar görürsünüz. Bizde un, makarna, ekmek rafları boş olsaydı büyük panik olurdu ama olmadı. En zor günde dahi tam kapasiteyle çalıştık” diye konuştu.
HALKIN ALIM GÜCÜNÜ ARTIRMAKTAN BAŞLAMALI
Devletin destek konusunda elinden geleni yaptığını, mümkün olan en fazla desteği vermeye çalıştığını söyleyen Zeki Sarıbekir “Herkes daha fazlasını istiyor ama bütçe denen bir şey var. Çok iyi şeyler yapıldı. Bana sorarsanız, önce toplumun alım gücünü artırmamız gerekiyor ki, onların talebiyle bütün sektörler canlansın” tavsiyesinde bulundu.