Kör hükümetler
Herhangi bir ülkede bir sorun olduğu öğrenildiğinde tüm araştırmacılar için ilk kaynak hükümetin bilgi merkezleridir. Bunun birkaç nedeni var. Bunlardan biri, gizli bir gündem veya çıkarlar olmadan bilgiler yayınlayan ve güvenilir bir kaynak mesabesinde olan hükümetlerdir. Aynı zamanda verilerin birçoğu yalnızca hükümetler tarafından toplanabilir. Bunun gerek uzmanlık gerekse de hükümetten başka hiçbir tarafın bundan istifade edememesi gibi sebepleri olabilir. Bu veriler, modern hükümetlerin kararlarını vermelerinde vazgeçilmez bir unsur olmakla birlikte karar mercilerinin kararlarını alırken ve ardından sonuçlarını takip ederken başvuru kaynaklarıdır.
Hükümetlerin bir sorunun varlığından haberdar olmaları, ilgili verileri toplayarak bu problemin farkında olmalarına ve anlamalarına bağlıdır. Bu veriler, karar mercilerine sosyal veya ekonomik meseleleri nasıl ele alacakları hususunda yardımcı olur.
Belki de bunun en basit örneği işsizlik oranlarıdır. Hiçbir hükümet, işsizlik oranlarını bilmeden -sadece yüzde olarak değil, aynı zamanda işsizlerin ortalama yaşı, uzmanlıkları ve işsizliğin yoğunlaştığı coğrafi bölgeler gibi detaylara sahip olmadan- insan kaynakları alanında karar veremez. Tüm bu veriler önemli kararların alınmasına öncülük eder. Hükümetler bu veriler olmaksızın ilgili problemi ele alamazlar. Böyle bir durumda harekete geçmek, sadece insan kaynakları ve ilgili kurumlar düzeyinde değil, bilakis eğitim, işsizliğin yoğunlaştığı uzmanlıklar ve gelecekte gerekli olan uzmanlıklar gibi alanlarda da etkili olur. Aynı zamanda işsizliğin yoğunlaştığı coğrafi bölgelerin bilinmesi, devlet kurumlarının mali teşvikleriyle ve kolaylıklar sağlamasıyla yatırımları ve şirketleri bu bölgelere yönlendirebilir.
İşsizlik ya da diğer durumlara ilişkin verilerin analizi, hükümetlerin sorunlar daha da kötüleşmeden önce harekete geçmelerini sağlar. Örneğin, korona salgınıyla ilgili olarak düşünürsek: yaş, ölüm oranında önemli bir faktör olarak karşımıza çıkar. Bir şehir veya köydeki ortalama yaş oranı bilindiğinde, gerek tıbbi hizmetler gerekse belirlenecek yasaklar konusunda hükümetlerin daha doğru adımlar atmaları mümkün olur. Bu şehirle irtibatlı çevre şehirlerinden de haberdar olan hükümetler, herhangi bir şehre salgının taşınma imkanıyla ilgili önlem alabilir. Bu ve diğer veriler, virüsün nasıl bulaştığı ve ne türden bir davranış sergilediği hususunda oldukça önemli bilgilerdir. Bunlar olmadan hükümetin salgını kontrol etmeleri zor olacaktır.
Verilerin toplanması, analizlerin yapılması, modellerin oluşturulması ve karar aşamasına gelinmesinden sonra geriye ‘kararların ilgili meseleler üzerindeki olumlu etkilerinin teyit edilmesi için veri toplanması’ gibi önemli bir adım kalır. Bu veriler genellikle göstergeler ve diğer şeyler gibi nicel verilerdir. Herhangi bir hükümet bu göstergeler olmaksızın amaçlarına ulaşıp ulaşmadığını bilemez. Ayrıca gelecekte karar verme süreçlerini kolaylaştıracak bir bilgi birikimi oluşturamaz.
Hükümet ‘sorunun belirlenmesi, veriler aracılığıyla sorunun varlığının tespit edilmesi, verilerin analizi, uygun kararların verilmesi ve sonra bu kararların sonuçlarının gözlenmesi’ gibi aşamalarda bu verileri yayınlayabilir. Bunu, ücretsiz veya bir ücret karşılığında yapabilir. Bu yayının amacı ise araştırmacıların bu verileri incelemelerini, bunun üzerine bilimsel çalışmalar yapmalarını ve ülkenin sosyo-ekonomik durumunu daha derinlemesine incelemelerini sağlamaktır.
ABD, İngiltere, Kanada ve Avustralya gibi Anglosakson ülkeler, gerek bu tür verilerin ve istatistiklerin sağlanmasında gerekse de araştırmacıların bunlara erişmelerinde üst sıralarda yer alır. Öyle ki bu ülkeler dışından olan araştırmacılar da mesela ‘şirketlerin ve yatırımların nasıl hareket ettiği’ gibi bu ülkelerle ilgili özel konular üzerine çalışmalar yayınlarlar. Bunun sebebi, söz konusu ülkelerin bu konularla ilgili olarak detaylı verileri paylaşıyor olmalarıdır. Yani verilerin paylaşılmasıyla birlikte bu ülkeler herhangi bir maliyet olmaksızın bir araştırma topluluğunu da kendi çalışmalarına ortak etmiş olur.
Veriler ve istatistikler hükümetlerin karar verme süreçlerinde önlerini aydınlatan ışık gibidir. Herhangi bir hükümet bu veriler olmaksızın körleşir ve pek çok alanda ülkedeki sorunları tespit edemez. Bu veriler olmaksızın doğaçlama kararlar alınır ve dolayısıyla bu kararların etkilerini bilmek neredeyse imkânsız olur.