Kramponlu Pisagor: Johan Cruyff

by

“İnsan yaşadığı yere benzer” özlü sözü tam da Hollandalıların yaşamında somutlaşmıştır. Dünyanın en az toprağa sahip ülkelerinden biri olan Hollanda, kilometrekare başına düşen nüfus anlamında da en kalabalık insan sayısına sahip ülkedir. Topraklarının yarısı deniz seviyesinin altında alan Hollandalılar asırlar boyunca denize karşı savaşım verip, bentler yaparak denizden toprak kazanmışlar. Dolayısıyla “alan” ve “zaman” duygusu coğrafyanın onlara dayattığı zorlu yaşam koşullarının bir sonucudur.

Dar alan ve az zamanda doğru karar vermek futbolun olmazsa olmazlarından biri olduğundan Hollandalılar asırlar öncesinden kazanılmış bir beceriye herkesten daha önce sahipler. Yaklaşık altı bin metrekarelik bir dikdörtgen alanda oynanan futbolda, büyük alanın içinde daha başka geometrik şekiller oluşturarak alanı özelleştirme ilk kez Johan Cruyff tarafından düşünülmüştür. 

Hocasına Total Futbol’un özetini yapmıştır

Total futbolun bir özetini hocası Rinus Michels ile yapan Cruyuf, futbolda her şeyden önce futbol sahasının boyutlarının esnekleştirilebileceğini ve o sahada oynayan takım tarafından değiştirilebileceği fikrini ortaya atarak, yeni kuşaklar için devrim sayılabilecek bir yapıyı somutlaştırmıştır.

Cruyff’un oynadığı Ajax ve Hollanda milli takımı top kendi ayağındayken sahayı olabildiğince büyütmek, top kaybedildiğinde ise aynı düşünce ile alanı daraltmak fikrine sahipti. Cruyff bu fikrin öncülüğünü yaparken, yapılmak istenene hem kendini hem de arkadaşlarını inandırarak, haklı olarak “Kramponlu Pisagor” unvanını almıştır. Nasıl ki Sisamlı Pisagor her şeyin matematikle ilgili, ölçülebilir olduğuna inanmışsa Cruyff’da futbolun geometrik şekillerle ilişkisini pratikte uygulayarak tanımlamıştır.

Aynı dönem birlikte oynadığı arkadaşları ne zaman Cruyff ile ilgili konuşsalar Michels ile baş başa kaldığında hep alan üzerine konuştuklarını vurguluyorlar. Kramponlu Pisagor’un, en iyi futbolcu topa bir defa dokunup, boşa kaçarak alan yaratan oyuncu olduğu tanımlamasının altında da “alan duygusu” vardır. 

Sahanın boyutlarını değiştiren adamdı

Sahanın değişken yapısına ve boyutlarına yönelik akıl Cruyff’ta vardı ve o düşünce yapısını arkadaşlarına aşılamak uğruna bazen antipatik bile olmuştur. Cruyff Ajax’da oynadığı dönemlerde bir yandan rakibini geçmeye çalışırken öte yandan işaret parmağıyla arkadaşının nereye koşması gerektiğini gösterdiği anlara defalarca tanıklık etmişizdir.

Futbol tarihinde hiçbir futbolcu futbol teorisi üzerine teknik direktöründen daha devrimci fikirler ortaya atmamıştır. Tabii ki Johan Cruyff hariç. Ajax günlerinde herkes dizilişler üzerine kafa yorarken Cruyff Michels’e “Hücum ederken bir oyuncu olabildiğince çizgiye yakın oynarsa beki de birlikte alıp götürür. O zaman orta alan oyuncusuna gol atmak için alan yaratır” demiştir.

Cruyff futboldaki büyük resmi görüp bu resmin içine küçük geometrik şekiller yerleştirmeyi düşünen ilk futbolcudur. Hollandalılarda tarihten beri var olan alan ve arazi görüşü Cruyff’un şahsında özelleşerek geometrik şekillere dönüşmüştür. Cruyff’un futbol dünyasındaki saygınlığı bu üstün kavrayışından kaynaklanmaktadır.

Önce Beyzbol Milli takımında oynadı

Doğaldır ki total futbolun içine yerleştirilmiş esnekleşebilen alan duygusu Cruyff’a birden bire gelmiş bir esin değildir. Özyaşamöyküsünün anlatıldığı “Benim Oyunum” adlı kitabında, alanı kullanma becerisini beyzboldan öğrendiğini söylemektedir. Şöyle diyor Cruyff: “Beyzbolda koşarak arkadan gelen oyuncuya pas verilir. Çünkü hem hız kazanmıştır hem de önünde daha geniş alan vardır.” Cruyff’un Hollanda Milli takımından önce henüz 15 yaşında Hollanda Beyzbol Milli takımında oynadığını bilmem biliyor musunuz?

17 yaşında ağabeylerine akıl verirdi

Bildiğiniz gibi alan ve mesafe ölçümlerine meraklı, geometriye ilgili insanların uzamsal zekasının gelişmiş olduğu söylenir. Johan Cruyff futbol dünyasının en büyük geometricisi ve mesafe ölçücüsüdür. Henüz 17 yaşındayken birlikte oynadığı ağabeylerine bile alanı nasıl kullanmaları ve nereye koşmaları gerektiğini söylerdi. Onlar da bu sıska çocuğun söylediklerine hak verirlerdi. 

Cruyff aynı anda zihninde yirmi maç oynayan bir satranç ustası gibiydi. Cruyff futbol tarihinin en komplike futbolcusu ve tüm arkadaşları hatta antrenörleri yerine bile düşünen bir dahiydi. Bana öyle geliyor ki, Cruyff o üstün zekasıyla sadece forvet değil gerektiğinde bek, libero ve kaleci bile oynayabilirdi.