Mübarek Ramazan’ın düşündürdükleri
Mübarek Ramazan ayı artık geride kaldı. Virüs belası ile birlikte tam manasıyla coşkusunu yaşayamadığımız, hüzünle idrak ettiğimiz mübarek Ramazan ayı bitip, Ramazan Bayramı’nı idrak ettiğimiz şu günlerde, bizi huzura ve gönül sarhoşluğuna iten yüce dinimizin Hz. Peygamber (sav) tarafından tebliğ edildiği günden, günümüze kadar geçen zamanda yüce dinimiz İslam’ın geldiği nokta ile yaşadıklarımız bir tarih film şeridi içerisinde gözlerimin önünden geçti. Hüzünlendim.
Cahiliye devrinde Araplar, kız çocuklarından utandıkları için onları belirli bir yaşa geldiğinde diri diri toprağa gömüyorlardı. Köle konumundaki ailelerin erkek çocukları ise Arapların sapıklıklarına kurban ediliyorlardı.
İki cihan serveri Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.), İslam güneşini tebliğe, insanları irşad etmeye başlayınca; ilk işlerinden bir tanesi kız çocuklarının diri diri gömülmelerine engel olmak oldu. “Kız çocukları, babaların melekleridir. Allah onları güzel rızıkları ile gönderir”, “Allah’ın verdiği canı, yine Allah alır” mealindeki hadisi ile bu cahiliye adetini paramparça etti.
Erkek çocuklarının yetişkinlerin elinde sapıklık aleti olarak kullanılmasını ise; “………….. gibi her türlü günahını Allah affeder, ancak erkek erkeğe ilişkilerinizde bana gelmeyin” buyurdu. Buhari, Müslim gibi sahih hadis kitaplarında bulabileceğiniz bu hadislerin, İslam Aile hayatının korunmasındaki önemini anlatmaya gerek yoktur.
Sapık Suud sülalesinin kurduğu ve öne çıkardığı Vahhabi tarikatının sapık imamları ve alimleri; Hz. Peygamber’in vefatından asırlar sonra bu cahiliye devri sapıklıklarını, gözlerden uzak evlerinin gizli köşelerinde yapmaya başladılar. Karşı çıkan kadınlarına, kızlarına ve çocuklarına şiddet göstererek sindirdiler.
Müslümanlık kisvesi altında, İslam’dan maddi gelir elde edenler; camilerde cemaat namaz kılarken, göstermelik resim çektirerek “alnı secdeye değiyor” dedirtenler, Hz. Peygamber (s.a.v.) kızı Fatıma’ya “Kızım, babam peygamber diye güvenme. Mahşerde yaptıklarınla sorumlu olacaksın” dediğini, İslami kuralları ve öğretileri bildiği halde “dualı kefen”, “dualı tesbih” vs. satan şarlatan din adamları “Yetişkin erkeklerin erkek çocuklarla eğlenmesini bademleme” diye anlatarak, Yüzyıllardır Türk ve Müslüman bir Millet’e düşmanlarının bile yapamadıklarını kendi elleri ile yapmaya, Türk aile yapısını bozmaya ve düşmanlarının ellerine koz vermeye başladılar.
Arap asıllı Sapık İslam alimleri bulundukları ülkelerde ardı ardına “ölü kadınla cinsel ilişki, kadınların dövülmesi” gibi olmayacak fetvalar vermeye, İslam aliminin içindeki sapıkların ruhlarını şeytanlara satmaya başladılar.
Siz hiç, Avrupa gibi batıl dediğimiz Hristiyan toplumların din adamlarının bu tür açıklamalar yaparak kadınların aşağılandığını, çocukların kullanılmasına izin veren fetvalar yayınladıklarını duydunuz mu?
İşte, Atatürk tarafından kurulan Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmaya çalışanlar, Medeni kanunları hiçe sayanlar; Kur’an-ı bilmeden çıkarlarına alet edenler; aleni bir şekilde televizyon kanallarımızda şirk koşmaya başladılar.
Her televizyon da bir imam bulunuyor. “Televizyon imamı” dediğimiz bu insanlar, özü bir, sözü bir İslam dini söylemlerini kendilerine göre yorumlayarak; farklı seslerin ortaya çıkmasına vesile oluyorlar ve insanları İslam’ın özünden uzaklaştırarak, kendilerine göre dizayn ettikleri dinlerini öğretiyorlar.
Artık Hz. Peygamber’(sav)in öğrettiği, “Kur’an-ın emrettiği İslam dini “özünde ibadet edilen, ahlakı aile ve toplum yaşantısının” yerine, din adamlarının dizayn ettiği şekilci ve İslam’la ilgisi olmayan “hurafe dolu” bir din olmaya başladı. Düne kadar Doğum günü kutlamayı haram sayan zihniyet, bugün “kutlu doğum haftası” adı altında Hz. Peygamber (sav)’in Ana rahmine düştüğünü bile kutlayan din olmaya başladı. Oysa Hz. Peygamber (s.a.v.) isteseydi Kadir gecesinin tam gününü söylerdi. Ama İslam’da kandil kutlaması olmadığı için bunu yapmadı.
Hal böyle olunca, İslam’da olmayan bir kaideyi, varmış gibi göstermek bidat’tır. Bidat ise insanı şirke götürür.
Allah bizi uyandırsın ve gerçek İslam’ı yaşamamızı nasip ederek, halis kulları arasına koysun İnşallah.
Artık bu saatten sonra söylenecek bir söz yoktur.
İslam’ı kendine göre yorumlayarak İslam alemini gerçek İslam’dan uzaklaştıran, Kur’an-ı, Hadisi unutturan şarlatanların bu zulmünden Allah bizi korusun ve Onları Kahhar sıfatı ile kahretsin..