https://www.yeniasya.com.tr/Sites/YeniAsya/Upload/images/Content/2020/05/25/cevdetpasayeni1.jpg

Cevdet Paşa ve Mecelle

(GÜNÜN TARİHİ: 25 Mayıs 1895)

by

Kısa adı MECELLE olan Mecelle-i Ahkâm-ı Adliyye isimli eserin mimarı Ahmed Cevdet Paşa, 25 Mayıs 1895’te Hakk’ın rahmetine kavuştu.

Mezarı Fatih Camii haziresinde bulunan bu müstesnâ zâtın, dünya hukuk tarihine geçen Mecelle gibi müstesnâ sayılabilecek daha başka eserleri de var. Onların bir kısmını aşağıda zikretmeye çalışalım.

Şimdi, Cevdet Paşa ve eserlerini biraz daha yakından tanımaya ardından, Osmanlı tarihinin en hacimli hukuk projesi olan Mecelle’nin mâna ve muhtevasına dair bilgileri takdim edelim.

***

1822 Lofça (Bulgaristan) doğumlu olan Cevdet Paşa, Osmanlı medeniyetinin yetiştirmiş olduğu büyük âlim, tarihçi, hukukçu ve aynı zamanda ileri görüşlü devlet adamlarından biridir.

Muhtelif konulara dair pek çok eser telif etmiş olmakla beraber, en çok bilinen, “Mecelle”nin yanı sıra 12 ciltlik “Tarih-i Cevdet” ve yine 12 bölümlük “Kısâs-ı Enbiyâ ve Tevârih-i Hulefâ” isimli eserleridir.

Bugünkü ifade ile, İslâm Tarihi, Dört Büyük Halife Dönemi ve Peygamberler Tarihi mâna ve muhtevasındaki eserleri dikkate alındığında, Cevdet Paşanın adeta bütün dünya ve insanlık tarihini içine alan eserler telif ettiğini söylemek mümkün.

Ne var ki, burada bir köşe yazısında onun tarihçe-i hayatından ve muhtelif eserlerinden genişçe söz etmek mümkün olmaz. Bu sebeple, onun bir heyet ile birlikte “İslâm Fıkhı”na dayalı olarak vücuda getirmiş olduğu Mecelle üzerinde bir miktar daha durarak nihayet verelim.

***

Evet, bir "kànunlar mecmuası" mânâ ve mahiyetin taşıyan Mecelle'nin tam ismi, başta da ifade ettiğimiz gibi "Mecelle-i Ahkâm-ı Adliye"dir.

Osmanlı ve belki de dünya tarihinin en ciddî ve en hacimli olmasının yanı sıra, gerçekte en veciz bir hukuk manzumesi olan eserin adıdır, Mecelle.

Bu harikulade eserin hazırlanması için, 1868'de büyük âlim Cevdet Paşa’nın başkanlığında bir ilmî heyet teşkil edildi. Bu heyet, yaklaşık 10 yıl müddetle çalışarak, ortaya işte böylesine muazzam bir eser koydu.

Dolayısıyla, 1878'e kadar ancak tamamlanabilen ve bilâhare bazı şerhlerle zenginleştirilen bu büyük hukuk mecmuası, "Mukaddime" kısmı hariç olmak üzere 16 bölümden müteşekkil olup tamamı 1851 maddeyi ihtiva ediyor.

İslâm hukukuna ters düşmeyecek şekilde hazırlanan Mecelle'nin, özellikle şu temel meseleler hakkında sağlam hukukî ölçüleri ihdas ettiği rahatlıkla söylenebilir: Şirket, vekâlet, kefâlet, ticaret, emanet, mülkiyet, içtihad, sulh, ibrâ, kira akdi, karz (borç), kâr, zarar, icâre, havale, rehin, hibe, teberru, gasp, itlâf, ikrah, beyyinât (delil, ispat), kaza, zaruret, örf–adet, nikâh, vasiyet, vesâire...

Yaklaşık 50 sene müddetle yürürlükte kalan ve bilhassa "medenî hukuk" sahasında esas alınarak onunla amel edilen Mecelle'nin Mukaddimesinde, umumî hükümlere ve kaidelere dair olmak üzere ayrıca 100 ana madde yer alır. Bu 100 maddelik kısım "Mecelle'nin Küllî Kaideleri" olup, günümüz tabiriyle "Genel Prensipler"i ihtiva etmektedir.

İşte, o yüz maddelik "Mecellenin Küllî Kâideleri"nden meşhûr olmuş ve halen de sosyo-kültürel hayatta etkisini hissettiren maddelerden birkaçı:

Beraat-ı zimmet asıldır.

Def-i mefâsid celb-i menâfi’den evlâdır.

Ehven-i şerreyn ihtiyar olunur.

Tevehhüme i’tibâr yoktur.

Alması memnu' olan şeyin vermesi dahi memnu' olur.

Kelâmda asıl olan mânâ-yı hakikîdir.

Zarûretler, memnu’ olan şeyleri mübâh kılar.

Mâni zâil oldukda, memnu’ avdet eder.

Hatâsı zâhir olan zanna itibar yoktur.

Kişi kendi ikrarıyla muaheze olunur.

***

4 Ekim 1926'ya kadar az-çok tatbik edilmeye çalışılan Mecelle’nin hükümleri, bu tarihten sonra resmen geçersiz sayılarak, olduğu gibi tercüme edilen "İsviçre Medenî Kànunu", tamamen uyduruk olan "Türk Medenî Kànunu" ismiyle tatbik sahasına konuldu.

Ne var ki, Mecelle’nin mâna hükümleri, bu milletin ruhunda, vicdanında gayr-ı resmî de olsa yaşamaya devam ediyor.