https://aawsat.com/sites/default/files/styles/article_img_top/public/2020/02/14/160161-2042703308.jpg?itok=L8p3x0pl
Fotoğraf (Arşiv_AFP)

الشرق الأوسط

İdlib: Suriye savaşında gelinen karmaşık aşama

Basil el-Hac Casim

 Suriye'nin kuzeybatısında gerginlik artarken Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türk heyetinin İdlib'deki durumu görüşmek üzere Moskova'yı ziyaret edeceğini açıkladı. Çavuşoğlu, İdlib'e yapılan saldırıların bir milyondan fazla sivili evlerini terk etmeye ve Türkiye sınırına göç etmeye sürüklediğini söyledi.

Esed güçleri ile Türkiye arasındaki doğrudan çatışmaların yaşanmasının ardından İdlib çevresindeki durum tırmanıyor. Türkiye’nin İdlib’deki askeri varlığını güçlendirmesi, Moskova’nın halihazırdaki durumdan kaygılanması, Washington'un Şam'a karşı Ankara'nın yanında olduğunu açıklamasıyla eşzamanlı olarak geldi.

İdlib son üç yıldır Rusya ile Türkiye arasında Suriye'deki en büyük anlaşmazlık alanlarından biri oldu. Taraflar her seferinde bir ateşkes anlaşmasına ulaşmaya çalışsalar da bu ateşkesler genellikle kırılgan bir yapıda oldu. Eylül 2018’de imzalanan Soçi Anlaşması, İdlib ve çevresiyle birlikte Halep, Hama ve Lazkiye kırsallarına uzanan alanı içerisine alan Astana’dan sonraki en önemli duraklardan biri sayılıyor.

Mevcut askeri operasyon başlamadan önce Moskova, Ankara'nın ‘muhalif savaşçıları ve terörist grupları ayırarak’ Soçi Anlaşmasının en önemli hükümlerini uygulamadığını söyledi ve bu askeri operasyonların Rus-Türk anlaşmazlığının siyasi düzeyi aştığını gösterdiğini belirtti.

Öte yandan Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Şam'ın Türkiye’nin bulunduğu noktalardan güçlerini geri çekmemesi durumunda İdlib'de bir askeri operasyon düzenlemekle tehdit ediyor. Bununla birlikte NATO’daki müttefiki Türkiye'ye desteğini teyit eden ABD, yaşananlar üzerine hızlı bir şekilde Suriye özel elçisini Ankara'ya gönderdi.

ABD Dışişleri Bakanlığı'nın Türkiye’nin açıklamasına destek olarak bu anlaşmazlığa karışması, şu anda Suriye haritasında gerçekleşen dönüşümlerin ve bunun çeşitli taraflar arasındaki ittifaklar üzerindeki etkisinin bir göstergesidir.

Türkiye ve Rusya, ‘Suriye’de siyasi geçiş, Türkiye’nin desteklediği muhalifler, Moskova'nın NATO'nun terör listesi içerisinde yer alan ve PKK'nın Suriye uzantısı olarak değerlendirilen örgütle olan ilişkisi ve İdlib krizi’ gibi Suriye dosyasındaki bazı sorunların çözümünü ertelediler ve Suriye savaşının şu anki aşamaya gelmesine yol açan bir süreç içerisinde uyumlu bir şekilde hareket ettiler.

Kuşkusuz İdlib ve diğer bölgelerdeki Türk askeri noktaların yaygınlaşması Tahran'ı rahatsız ederken, Rusya Türkiye'nin bölgedeki varlığını destekledi. Çünkü Rusya olaylara farklı bir perspektiften bakıyor. Bu, Türk-Rus anlayışının Suriye dosyasını ve karmaşıklıklarını aştığını gösteriyor.

İdlib'deki durum iç açıcı değil. Avrupa başkentleri Türkiye’nin denetiminde çözüme daha yakındırlar. Böylece bölgenin yeni bir iltica dalgasına sahne olmasını istemiyorlar. Almanya, mülteci yerleşimleri kapsamında Türkiye'ye 60 milyon dolar sağlayan ilk ülke oldu. Aynı zamanda Fransa, Almanya, Rusya ve Türkiye’nin yer aldığı dörtlü bir zirve gerçekleştirildi. Ancak Türkiye’nin önünde, Heyet Tahrir eş-Şam’ın içerisindeki yabancı unsurların akıbetiyle ilgili büyük bir zorluk var. Her ne kadar bu örgütleri terörist kategorisinde değerlendirse de Türkiye, bu örgütlerle doğrudan münferit bir çatışmaya girmek istemiyor.

Suriye'deki duruma bir çözüm bulma süreci büyük zorluklarla karşı karşıyadır. Çünkü bölgedeki çeşitli tarafların bu çözümün niteliği ve çıktıları ile ilgili farklı pozisyonları var. Radikal ve ayrılıkçı bazı terör örgütlerinin ortaya çıkması durumu daha da karmaşıklaştırdı. Bu durum Suriye’de çatışan tüm tarafların önceliklerini değiştirdi.

ABD’li yetkililer her ne kadar İdlib konusunda Türkiye'yi destekleyen açıklamalarda bulunmuş olsa da Ankara müttefiki olan ABD, özellikle PKK'nın Suriye uzantıları ile ilgili olarak Türkiye'nin karşısında bulunuyor.

Rusya’nın Ankara Büyükelçiliği’nin Twitter hesabı üzerinden yapılan bir açıklamada, ABD'nin Türkiye ile ilişkisindeki çelişkisini gösteren iki fotoğrafının yanında şu sözler yer aldı: “Takdiri size bırakıyoruz”

Bunlardan birinde ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, “Türk askerlerinin öldürüldüğü İdlib saldırısı sonrasında NATO müttefikimiz Türkiye ile birlikteyiz” ifadesini kullanıyor.

Diğer fotoğrafta ise Washington tarafından YPG’ye sağlanan silahların miktarı ve türlerinin yanı sıra Pentagon’nun Kongre'den örgüt unsurlarından askeri birlikler oluşturmak için özel bir bütçe talep etmesi yer alıyor.

Türk Twitter kullanıcıları Rusya’nın Ankara Büyükelçiliği’nin bu paylaşımına ilişkin çeşitli yorumlarda bulundular. Bazıları Rusya'nın PKK'yı ve yan kuruluşlarını terör örgüt olarak sınıflandırmaması gibi bir paradoksunu dile getirirken, diğer bazı kimseler, ABD ve Rusya'ya güvenin olabilecek en kötü seçenek olduğunu ifade ettiler.

Mevcut zorluklara ve halihazırdaki savaşın Türkiye ve Rusya için en büyük tehditlerden biri olması bir kenara İdlib, büyük olasılıkla Moskova ile Ankara arasında bir ayrılık istasyonu olmayacak. Her iki ülke arasındaki işbirliği devamlılığını sürdürecek kadar derindir.

Suriye'de Türkiye'nin karşı karşıya olduğu zorluklar, çatışmayla veya anlaşmayla ABD ve Rusya gibi iki dev oyuncu devre dışı bırakılarak çözülemez.

Türkiye, bu iki ülke olmaksızın oradaki vizyonunu gerçekleştiremez. Bununla birlikte gerek takip edilen yol gerekse de ilişkiler ve öncelikler açısından Ankara, Moskova ve Washington arasında pek çok anlaşmazlığın bulunduğu gizli değil.

*Independent Arabia'dan Şarku'l Avsat için tercüme edilmiştir