http://img.gazetevatan.com/vatanmediafile/Haber598x362/2020/02/14/15-bin-bebek-dogumsal-kalp-hastaligiyla-dunyaya-ge-4404430.Jpeg

15 bin bebek doğumsal kalp hastalığıyla dünyaya geliyor

Çocuk Kalp Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Sarıoğlu, Türkiye'de her yıl 13 ila 15 bin bebeğin doğumsal kalp hastalığıyla dünyaya geldiğini söyledi.

Çocuk Kalp Vakfınca, doğumsal kalp hastalığına dikkati çekmek amacıyla Rahmi M. Koç Müzesi'nde basın toplantısı düzenlendi.

Toplantıda doğumsal kalp hastalığı ile doğmuş, bebeklik ve çocukluk döneminde yapılan ameliyat ve tedavilerle hayata döndürülmüş çok sayıda hasta, uzmanlarla bir araya geldi.

Toplanın açılışında konuşan Çocuk Kalp Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Tayyar Sarıoğlu, tüm dünya ve Türkiye'de 7-14 Şubat'ın Doğumsal Kalp Hastalıkları Farkındalık Haftası olarak tanımlandığını hatırlatarak, bu amaçla toplantıyı düzenlediklerini söyledi.

Türkiye'de çocuk kalp hastalıklarının önemi, ciddiyeti, bugün ulaştığı nokta konusunda toplumun yeterli bilgi ve duyarlılığa kavuşturulmasına ihtiyaç olduğunu dile getiren Sarıoğlu, şunları kaydetti:

"Türkiye'de her yıl 13 ila 15 bin bebek doğumsal kalp hastalığı ile dünyaya geliyor. Aslında tüm dünyada her 100 doğumdan birinde doğumsal kalp hastalığıyla karşılaşıyoruz. Dünyada da her yıl 1 milyondan fazla bebek bu hastalıkla dünyaya gelmektedir. Doğumsal kalp hastalığı dediğimiz zaman toplumumuzda hemen ilk akla gelen kalbi delik çocuklar diye bilinir. Halbuki sadece kalbi delik çocuklar meselesi değil, doğumsal kalp hastalıklarının 200'den fazla çeşit şekli var. Bir diğer taraftan doğumsal kalp hastalıklarının yüzde 30'u doğar doğmaz ilk bir ay içerisinde, bazen birkaç saat, bazen birkaç gün nihayet bir ay içerisinde önemli bulgularla kendini gösterir. Ciddi sıkıntılarla karşımıza çıkmaktadır ve o ilk 1 ay içerisinde tedavi edilmeleri gerekir. Ancak böylelikle hayata döndürülebilirler, aksi takdirde bu şansı kaybedebilirler. Bu bakımdan da böyle bir hassas ve önemli bir durumu var."

Prof. Dr. Sarıoğlu, doğumsal kalp hastalıklarının tıp bilimleri içerisinde önemli ve ciddi bir alanı işgal ettiğini aktararak, Türkiye'de çocuk kalp cerrahisinin tarihsel gelişimine ilişkin bilgi verdi.

Sarıoğlu, "Türkiye'de çocuk kalp cerrahisiyle ilgili gelişmeler dünyadaki gelişmeleri çok yakından takip etmiştir. Nitekim dünyada açık kalp cerrahisiyle ilgili ilk denemeler 1950'li yılların ortalarında Amerika'da başlatılmıştı. Ama enteresandır 1962 yılında Türkiye'de ilk başarılı açık kalp cerrahisi gerçekleştirilmiştir. Bu ülkemiz için gurur verici bir tablodur. Bunun kahramanlarından bir tanesi aramızda. 58 yıl önce, 1962'de 14 yaşında bir kız çocuğuyken Türkiye'deki çocuk kalp cerrahisinin kurucusu ve öncüsü Prof. Dr. Aydın Aytaç tarafından ameliyat edilmiş Vildan Hanım, bugün 72 yaşında." diye konuştu.

Bugünkü imkanlarıyla bu hastaların yüzde 90-95'ten fazlasının hayata döndürülebildiğini aktaran Saroğlu, kişilerin sağlıklı bireyler olarak yaşamlarını sürdürebileceklerini aktardı.

58 yıl önce geçirdiği ameliyat sayesinde sağlığına kavuştu

Toplantıda doğumsal kalp hastası olarak dünyaya gelen ve 1962'de Türkiye'de yapılan ilk açık kalp ameliyatlarından biriyle sağlığına kavuşan 72 yaşındaki Vildan Gümrükçü de yaşadıklarını katılımcılarla paylaştı.

Gümrükçü, ameliyat olduğunda henüz 14 yaşında olduğunu dile getirerek, şunları aktardı:

"Aydın Aytaç ameliyat etti beni. Bir defalık ameliyatla çok şükür ki doktorumun sayesinde kurtuldum. Bir de ben doktorun her lafına uyarım. Bunca senedir ameliyatlar geçiriyorum ama kendimi hep iyiye empoze ediyorum. 1962'de ameliyat oldum, 2 defa kontrol oldum ondan sonra sapasağlam 4 çocuk dünyaya getirdim. Ben hayatı seviyorum."

Kendisinin bu süreçlerde hiç kaygı duymadığını ama ailesinin sürekli çevrenin sorularına maruz kaldığını ifade eden Gümrükçü, bilinçlenmesine yardımcı olduğu birçok hasta bulunduğunu sözlerine ekledi.

Prof. Dr. Yusuf Yalçınbaş ve Prof. Dr. Ersin Erek'in de bilgilendirme yaptığı toplantıda, erişkin yaşlara gelen, çeşitli meslekleri olan, aktif bir yaşam süren, yetişkin gönüllüler de anılarını ve deneyimlerini paylaştı.

Toplantının ardından katılımcılar, Rahmi M. Koç Müzesi'ni gezdi.