http://img.fotospor.com/images/contentcat/155350068013.jpg

FATİH TERİM BIRAKIYOR MU?

Galatasaray'ın ara sıra antrenmanlarına gidiyordum. Fatih Terim'le ilk tanışmam orada oldu. Sonra yıllar geçtikçe bu tanışma dostluğa dönüştü. 1984 yılına girmiştik. Galatasaray'ın başında Hırvat hoca İviç vardı. Sarı- kırmızılı takım için sezon pekiyi geçmemişti. Mayıs ayında İviç başkan Ali Uras’tan bir toplantı istedi. Alp Yalman'ın iş yeri olan ''Tatko'' binasında Ali Uras, Alp Yalman, İviç ve yardımcıları buluştular. İviç kadronun yenilenmesini istiyor ve istediği oyuncuları bir bir sayıyordu. Kaleci Hajduk Split'ten Simoviç, sağbek Gençlerbirliği'nden İsmail,  sol bek Bursaspor'dan Semih, stoper Kocaelispor'dan Yusuf,  bunun gibi daha birkaç oyuncu daha. Başkan Ali Uras ve Alp Yalman konuşmayı ''pür dikkat'' izliyor ve seslerini çıkarmıyorlardı. İviç durmadan devam ediyordu. Kaleci Eser’i gönderelim. Sağbek Fettah, sol bek Sefer'i de yollayalım. Haaa bir de Fatih Terim futbolu bıraksın. Benim yardımcım olsun. Bunu duyunca Uras Yalman birbirlerine bakıyor ve yine ''sessizliğe'' devam ediyorlardı. .

Toplantının sonunda Fatih Terim'e konuyu anlatması konusunda Alp Yalman'ın sözcülük yapması karara bağlanıyor.

Ben o gün gazeteden erken eve gelmiştim. Telefonum çaldı. Toplantıya katılanlardan birisi telefondaydı. ''Uyuma oğlu uyuma'' diyor ve gülüyordu. ''Abin gidiyor'' ''Nasıl'' deyip sordum. Her şeyi anlattı. Telefonu kapayıp son sürat gazeteye gittim. Serviste İslam Çupi vardı. Oturup yazımı yazdım. Başlığı da İslam Çupi attı '' Fatih Terim'e jübile teklifi. ''

Fatih Terim sabahları antrenmana erken gelirdi. Masör Mehmet Akpençe'de masaja başlardı. O gün de erken gelmişti. Masör Mehmet Fatih’e sormuştu. ''Abi gazeteyi gördün mü?'' Terim gazeteyi istemişti. Galatasaray kaptanı MİLLİYET'i bir çırpıda okuyor ve okumasıyla kalkması bir oluyordu. Arabasına atladığı gibi işyerinin yolunu tutmuştu. Sabah gazeteye erken gelmiştim. Böyle iddialı yazılar yazdığımda pek antrenmana gitmezdim. Çünkü futbolcuyla yüz-göz olan biri değildim. Ancak MİLLİYET'in telefonu çaldı. Fatih Terim'di. Terim MİLLİYET'i okuduğunu ve artık antrenmanlara gitmeyeceğini söylüyordu. Galatasaray yönetimi haberi yalanlamaya kalkınca Fatih Terim bir açıklama daha yaptı. ''Ferhan Tezcan'a inanıyorum. Yöneticilerime inanmıyorum. Ertesi gün MİLLİYET'in manşeti şöyle çıktı. ''İstenmediğim yerde durmam ''.

Ne mi oldu. Iviç sezon sonu Galatasaray'dan gitti. Yönetim haberi doğrulayıp Fatih Terim'le bir yıl devam edeceklerini açıkladı.

GERÇEKTEN İMPARATOR MU?

Galatasaray'a başkan Faruk Süren'in isteğiyle gelen Fatih Terim 2000 yılında İtalyanların yoğun çabasıyla Fiorentina'ya gidiverdi. Orta sıralarda olan Fiorentina'yı ilk üçe sokuverdi. Eee ne de olsa UEFA şampiyonu ünvanını da almıştı. Bugün bile hiçbir Türk hocasına ''nasip olmamış'' o kupa Terim ellerinde havaya kalkmıştı. Fiorentina o yıl Italya kupasında da ilk üçe girdi. Toscana bölgesi yani ''Firenze'' Terim diye inliyordu. Ama başkan Cecchi Gori ile anlaşamadı. Ancak bu kez peşinde Milan, daha doğrusu İtalya'nın o zamanki Başbakanı Silvio Berlusconi vardı. Fatih Terim'i Milan'ın başına getirdiler. Fakat Milan'da da ''hızlı'' başlayan Terim'i ''durdurmaya '' kalkanlar vardı. Takımın eskileri olan İnzaghi, Pirlo ve babası Cesare Maldini'nin ''arkadan'' yönettiği Paolo Maldini bu komplonun içindeydiler. 8 galibiyet 3 beraberlik alan Terim 15'inci hafta sonunda İtalya'yı terk edip tekrar Galatasaray'ın başına geçti. İtalyanlar orada bulunduğu sürede adını ''Emparatore'' koymuşlardı. Gerçekten de kişilikli ciddi bir İmparatordu. Biraz '' egosu '' yüksekti. Başarıda başka türlü gelmiyordu. İtalya ya gitme hazırlıkları yaptığı yaz Marmara Ereğlisi'ndeki yazlığının bahçesinde her gün 7 saate yakın Türkiye'de yaşayan bayan Donatella Piatti'den nasıl İtalyanca ders aldığını herkes bilmezdi.
Ama Terim başarıya susamış, susadıkça hırslanan ve sürekli hedefi olan futbol adamlarından biriydi.
Kimse önünü kesemezdi. Taaki Fenerbahçe başkanı Ali Koç’un ''sicili bozuk '' demesine kadar.

FUTBOLDAN AYRILIYOR MU?

Ali Koç gibi kalitesi ve '' etofu ' yüksek ( kumaşı) birinin böyle konuşmalar yapması benim garibime gitmişti. Sicil bozukluğu başıboş insanların başına gelebilecek bir sözdü. Oysa Fatih Terim her zaman hırsıyla ön plana çıkmış biriydi. Ahlak bozukluğu yoktu. Ama Koç'u ''dolduranlar'' böyle demesini istemişlerdi. Terim '' içerden de'' darbe yiyor,  başkan Mustafa Cengiz 'den Arda konusundaki isteği geri çevriliyordu. Terim büyük düşünür, büyük transfer yapardı. Ancak futbolla bugüne kadar pek ilgisi olmayan Mustafa Cengiz bu işlerden anlamazdı. Önceki günkü Divan toplantısına katılıp bir konuşma yapan '' büyük yönetici !) Abdürrahim Albayrak yıldız oyuncu transfer etmeyeceklerini açıklamıştı. Oysa dünyanın her yerinde büyük kulüpler yıldız transferi ile tribünleri dolduruyorlardı. Real Madrid, Barcelona, Juventus hep böyleydiler. Böyle de kalacaklardı. Ama '' küçük 'düşünenler işin içinden çıkamayınca bu yola sapıyorlardı. Galatasaray U19 kadrosuyla da stada çıkar oynardı. Fenerbahçe'de böyleydi,  Beşiktaş’ta. Fatih Terim'de bunları duyduğu çarşamba günü seyirciden de helallik '' istemişti. Söyledikleri dikkate alınmalıydı. Zaten sık sık camiayı da işaret etmişti. Bekleyelim, görelim.