Son dakika haberler... Cumhurbaşkanı Erdoğan o ülkelere seslendi: Sesin çıkmıyor, yazıklar olsun
Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye tarihinin en hızlı ve etkili afete müdahalesini göğsümü gere gere söylüyorum bu depremde yürütmüştür." ifadelerini kullandı. ABD'nin Ortadoğu planına da değinen Erdoğan, "Filistin'i yok edecek bu planı asla tanımıyor ve kabul etmiyoruz." dedi. "İslam ülkelerinin tavırlarına baktığımızda halimize acıyorum" diyen Erdoğan, "Başta Suudi Arabistan sesin çıkmıyor sesin. Ne zaman çıkacak? Umman Bahreyn Abu Dabi yönetimi. Oraya katılıp bir de alkış tutuyorlar. Yazıklar olsun. Acaba o alkış tutan eller bu haince atılan adımın hesabını nasıl verecekler?" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin genel merkezinde Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda konuşuyor.
Erdoğan'ın açıklamaları şöyle:
AFRİKA TURU
Son Afrika turumuzla beraber Başbakanlık dönemim de dahil kıtanın 28 ülkesini ziyaret etmiş olduk. Gayretlerimiz sonucunda Afrika ile ticaret hacmi yüzde 381 artışla 26 milyar dolara ulaştı. Büyükelçilik sayımız 42’ye çıktı. Afrika ülkelerinin ülkemizdeki büyükelçilik sayısı da 36’ya çıktı.
ELAZIĞ VE MALATYA DEPREMİ
24 Ocak Cuma akşam can kaybına yol açan 6,8 büyüklüğünde deprem yaşadık. Hayatını kaybeden 41 vatandaşımıza Allah’tan rahmet yakınlarına başsağlığı diliyorum. Hayati tehlikesi olan depremzedemiz bulunmuyor. Elazığ, Malatya dışında Diyarbakır, Kahramanmaraş, Şanlıurfa, Adıyaman ve Batman'da büyüklü küçüklü topla 498 bina yıkılmış, 4 bin 912 bina ağır hasar 292 bina orta hasar almıştır. Deprem bölgesinde AFAD tarafından yaklaşık 25 bin çadır kuruldu. Devletimiz tüm kurumlarıyla deprem bölgesindeki vatandaşlarımızın yardımına koşmuştur.
"GÖĞSÜMÜ GERE GERE SÖYLÜYORUM..."
Deprem haberini alınmasıyla birlikte üç bakan arkadaşımız anında hemen Elazığ’a gönderdik. Sağ olsunlar gerek içişleri Sağlık gerekse Çevre ve Şehircilik Bakanım o günden bu güne bu çalışmalara hep birlikte müzaheret ettiler ve terk etmediler. Dün İçişleri Bakanım MGK toplantısı için geldi ve tekrar Elazığ’a döndü. Sağlık Bakanım bu salgın hastalıkla ilgili olarak geç vakitte Ankara’ya geldi ve buradaki çalışmalara kendisinin bizzat yapması gereken müdahaleler nedeniyle burada. Çevre ve Şehircilik Bakanım ve şimdi tekrar İçişleri Bakanım orada. Hep birlikte bu süreci takip ediyorlar. Devletimizi tüm kurumları ve görevlileriyle yardıma koşmuştur. Şahsım da hemen ertesi gün olay yerine giderek çalışmaları yerinde gördüm.
Türkiye tarihinin en hızlı ve etkili afete müdahalesini göğsümü gere gere söylüyorum bu depremde yürütmüştür.
KILIÇDAROĞLU'NA TEPKİ: UTANMADAN SORUYOR...
Şu anda çıkıp bu CHP’nin başkanı, bu tarih cahilidir, bir acaba Düzce, Kocaeli depreminde neler olup bitmiş bilmez. Ben daha cezaevinden yeni çıkmıştım ve bu deprem olunca ilk işim oralara gitmek oldu. 9-10 gün deprem bölgelerinde halkla beraber oldum. Çünkü biz dertliydik bunlardan uzak kalamazdık. İktidar olduk yarım kalmış olan deprem bölgelerindeki çalışmaları biz tamamladık. Şimdi sorun Van depreminden haberi yoktur. Van depreminde biz eski parayla 20 katrilyona yakın para harcadık.
Utanmadan soruyor 'deprem için toplanan paraları ne yaptınız' diye. Deprem için toplanan paralar yerine gittiği gibi biz milli bütçeden harcayarak oraları ayağa kaldırdık. Edremit ilçesini adeta biz adeta denize nazır bir ilçe olarak inşa ettik. 27 katrilyonu buldu son rakam. Fazlası var eksiği yok. Van’a bu yatırımları yaptık. 'Nereye harcadınız' diyor. Git yerinde gör neler yaptığımızı. Aynı şekilde Bingöl depremi. Anında deprem bölgesindeydik. Süratle bugünkü Bingöl’ü biz inşa ettik. Bugünkü Bingöl’ü biz inşa ettik. Aynı şekilde Simav. Yine anında müdahale ile bugünkü Simav’ı inşa ettik.
'Nereden ne yardım gelecek' diyor olsaydık yolda kalırdık. Biz hemen milli bütçeden adımları attık. Bay Kemal sen neredesin ya? Sen kiminle cirit attığının farkında değilsin. Ve bu işi de öğrenemeyeceksin. Onlar ne yaparsa yapsın biz vazifemizi iyi biliyoruz. Kalkıyor CHP’li belediyeler oraya gitmiş de onların yaptıklarıyla sorunlar halledilmiş. Belediyelerin gittiyse Allah razı olsun. Zaten benim vatandaşım onların çok daha fazlasını yapıyor. Deprem gecesinden beri oradaki bakanlarımız ve diğer ekiplerimiz başta olmak üzere bu süreçte emeği geçen herkese şahsım ve milletim adına ben teşekkür ediyorum.
"81 İLDE ARTIK YÜKSEK KATLI BİNA YAPILMAYACAK"
Bölgede kapsamlı bir kentsel dönüşüm çalışmasını başlatıyoruz. Toplam 6400 yeni konutu süratle yaparak vatandaşlarımıza teslim edeceğiz. Depremlerden sonra ve depreme hazırlık için harcanan para toplanan vergilerin 5 katı kadardır. Türkiye’yi bu tür tartışmaların içine çekenleri kınıyorum ve sevgili milletime havale ediyorum. Vatandaşlarımızın da deprem konusunda çok daha bilinçli şekilde hareket ettiklerini görüyorum.
81 vilayetimizin hiçbir yerleşim yeri ne çürük zeminde ne de yüksek katlı olarak inşa edilemeyecektir. Deprem bizi beklemiyor. Hazırlıklarımızı bir an evvel bitirmemiz şart. Çevre ve Şehircilik Bakanıma söyledim hiç beklemeden Elazığ ve Malatya’da kırsal kesimde orada tek katlı binaları yapacağız ahırını da yapacağız ve böylece oralarda çelik konstrüksiyonla bu inşaatı bitireceğiz.
Kırsal kesimi süratle halledelim diyoruz. Sonra da merkezde inşaatlara başlayacağız.
"FİLİSTİN'İ YOK EDECEK BU PLANI TANIMIYORUZ"
Filistin topraklarında korsan bir şekilde kurdurulan İsrail haksız ve hukuksuz şekilde bugünkü sınırlarına ulaşmıştır. Zalimin gözü kana da doymaz mala da. İsrail’in de doymuyor. Filistin topraklarını ilhak anlamına gelen planı devreye almaya çalışılıyor. Şimdi utanmadan sıkılmadan Batı Şeria da dahil olmak üzere Filistin’den mahrum etme gayreti içindeler.
İsrail 1947'deki Filistin topraklarında işgalci ve şuanda damla damla gösterebileceğimiz bir Filistin var. İsrail'in gözü doymuyor, son açıklamaları bunu gösteriyor. İşgal ve yıkımın yaşandığı Filistin'i yine hedef alıyorlar. Bu plan ile işgal edilen Filistin topraklarının ilhakı amaçlanıyor.
Türkiye olarak iki devletli çözümü kabul eden fakat Kudüs’ü tamamen gasbeden bu planı tanımıyor ve kabul etmiyoruz.
Mescid-i Aksa’ya uzanan elleri kırmak imanımızın bir gereğidir. Bugün Mescidi Aksa’nın mahremiyetini koruyamasak Mekke’ye uzanan kem gözleri engelleyemeyiz. İşte bu yüzden Kudüs kırmızı çizgimizdir diyoruz.
"BU HAİNCE ATILAN ADIMIN HESABINI NASIL VERECEKLER"
İslam ülkelerinin tavırlarına baktığımızda halimize acıyorum. Başta Suudi Arabistan sesin çıkmıyor sesin. Ne zaman çıkacak? Umman Bahreyn Abu Dabi yönetimi. Oraya katılıp bir de alkış tutuyorlar. Yazıklar olsun. Acaba o alkış tutan eller bu haince atılan adımın hesabını nasıl verecekler? Başlarında kipalarla oturanlar da alkış tutuyor onlar da alkış tutuyor. 'Söyle bana arkadaşını söyleyeyim sana kim olduğunu.' Binlerce yıldır olduğu gibi bugün de barışın anahtarı Kudüs’tedir. İsrail’i cesaretlendirecek herkes ortaya çıkacak vahim sonuçlardan sorumludur. Türk medyasını neden almadınız toplantıya? İşte bunların basın özgürlüğü anlayışı bu.
"KUDÜS DAVASI HEP AYAKTA KALACAKTIR"
Bu planı destekleyen Arap ülkeleri kendi halkaları ve daha önemlisi tüm insanlığa ihanet etmektedirler. İstediği kadar plan yapsınlar, Allah’ın yardımı ile Kudüs davası hep ayakta kalacaktır. Biraz sonra Mahmud Abbas ile ardından İsmail Haniyye ile görüşmem olacak. Bizim burada ayrıca Hıristiyan dünyasına mesajımız var. Hıristiyan dünyanın buna sahip çıkması lazım. Bu işin başını çeken Sayın Trump, Hıristiyan değil mi? Hıristiyan dünyası buna karşı sessiz kalmayacaktır. Onlarında burada dik durması lazım. Ben dün beni ziyarete gelen hahambaşını da bunu söyledim. Bizim Musevilere karşı en küçük bir düşmanlığımız yoktur olamaz. Bizim İsrail devletiyle de bir sorunumuz yok. Bizim karşı olduğumuz İsrail hükümetini sebep olduğu zulüm ve kıyımdır. Böyle bir haydut devlet böyle bir terör devleti bizim gözümüzde hiçbir zaman muteber olamaz.
Biz diyoruz ki zalimler için yaşasın cehennem. Bugünkü zalimler de yarın tarihin karanlık dehlizlerinde yok olup gideceklerdir. Biz Türk milleti olarak hayırla yad edilenlerden olduk inşallah olmaya da devam edeceğiz. Hem Kudüs davasına hem de Filistin halkının onur mücadelesine Türkiye sonuna kadar destek verecektir.
İDLİB KRİZİ
Suriye’deki her gelişme Türkiye için en az kendi sınırları içinde olanlar kadar kritiktir. Türkiye’nin yeni bir göç dalgasına tahammülü yoktur. Yeni tehditlerin sınırlarımıza dayanmasına seyirci kalamayız. Bu bakımdan Suriye’nin ne diğer bölgeleri ne de İdlib’deki duruma seyirci kalmayacağız. Bize diyorlar ki sizin 'orada ne işiniz var.' Adana mutabakatını git oku o zaman anlarsın. Biz mutabakatın gereği olarak oradayız. Mutabakatın gereği biz teröristleri sonuna kadar kovalarız. Bizim topraklarımıza tehdit oluşturan kim varsa gereğini yapacağız. İdlib’teki durumun süratle normale döndürülmemesi halinde yeniden aynı yola başvurmaktan başka çaremiz kalmayacaktır. Barış Pınarı Harekat Bölgesi'nde de aynı yol ayrımına doğru gidiyoruz. Buradan bir kez daha ilan ediyorum; bölücü terör örgütünün Suriye’nin herhangi bir yerinde ihanet çukuru açmasına izin vermeyeceğiz. Gerekirse teröristlerin bulunduğu her yere bilfiil giderek bu oyunu bozacağız. Rejimin ülkemizi sürekli bir şekilde göçmen tehdidi altında tutmasına da müsaade etmeyeceğiz. Rejimi bu yönde cesaretlendirenlerin tek amaçlarının da Suriye’deki bu durumu daha uzun sürmesini sağlamak olduğu açıktır. Biz Suriye’nin istikrarını istiyoruz bunu için de askeri güç kullanmak dahil ne gerekiyorsa yapmaktan çekinmeyeceğiz.
LİBYA'DAKİ GELİŞMELER
Türkiye Libya’da meşru hükümetin Suriye’de ise halkın yanındadır. Biz Libya’da afedersiniz ücretli bir lejyonerin yanından değil meşru hükümetin yanındayız. Wagner denilen Rusya’nın gönderdiği güvenlik güçleri Hafter’in askeri konumundadır. Biz orada Sarrac’ın yanındayız.
Darbeci generali desteklemeyi sürdüren bazı Avrupa ve Arap ülkelerinin riyakarlığını tarih kaydetmiştir. Darbeci generale her türlü desteği verenler bir kalkıp utanmadan Türkiye’yi eleştiriyorlar. Türkiye Libya’da da meydanı darbecilere bırakmayacaktır.