http://img.gazetevatan.com/vatanmediafile/Haber598x362/2019/12/09/hdp-onundeki-eylemde-98-inci-gun-4321517.Jpeg

HDP önündeki eylemde 98'inci gün

Diyarbakır'da terör örgütü PKK tarafından kaçırılan çocuklarının bulunmasını isteyen aileler, HDP il binası önündeki oturma eylemini 98'inci günde de sürdürdü. Oğlu Erkan (19), 2015'te İstanbul'un Sultangazi ilçesinde kaçırıldığında üzüntüden felç geçiren oturma eylemindeki baba Fahrettin Akkuş, evladının acısını her gün içinde yaşadığını söyledi.

Hacire Akar, 21 Ağustos'ta kaybolan oğlu Mehmet'in HDP'liler tarafından dağa kaçırıldığını söyleyip, 1 gün sonra partinin Diyarbakır binası önünde oturma eylemi başlattı. Eylemin 3'üncü gününde ortaya çıkan Mehmet Akar, mahkemece ev hapsiyle cezalandırıldı. Oğluna kavuşup, eylemine son veren Hacire Akar, çocukları kayıp annelere de çağrıda bulundu. Hacire Akar'ın HDP il binası önünde başlattığı eylemle çocuğuna kavuşması, çocukları terör örgütü PKK tarafından kaçırılan aileler için umut oldu. Akar'ın çağrısıyla harekete geçen çocukları kayıp aileler, 3 Eylül'den itibaren HDP önünde oturma eylemine başladı. HDP binası önünde oturan 58 aile, soğuk ve yağışlı havadan etkilenmemeleri için hayırseverler tarafından tahsis edilen çadırdaki bekleyişlerini 98'inci günde de sürdürüyor.

'CİĞERLERİMİZİ PARÇALADILAR, BU ACI VE SANCI BİTMİYOR'

İstanbul Sultangazi ilçesinden 2015'te kaçırıldığını söylediği oğlu Erkan için 20 Eylül günü gelerek oturma eylemine koltuk değneğiyle katılan Fahrettin Akkuş, sağlık sorunlarının devam ettiğini söyledi. Akkuş, oturma eyleminden vazgeçmeyeceklerini belirterek, şunları söyledi:

"98 gündür nöbetteyiz. 3 tane 98 gün de geçse çocuklarımızı almadan gitmeyeceğiz. Acımız her gün içimizde devam ediyor, bütün dünya da görüyor. Neden kimse bunlara demiyor ki ‘bu çocukları götürdünüz geri getirin.' Yarın başka insanların çocuklarını da götürmeden birilerinin bunlara dur demesi lazım. Biz çocuklarımız için mücadele ediyoruz burada. Ciğerlerimizi parçaladılar, bu acı ve sancı bitmiyor ancak evlatlarımız geldiğinde biter bu sancı. Tek erkek çocuğumdu, onun için mücadelemden vazgeçmeyeceğim. Kış geldi diye kimse demesin bu aileler buradan gidecek, biz çocuklarımızı almadan gitmeyiz. Herkes evladı için yaşar, bu acıyı yaşamayan bu derdi anlayamaz. Ateş düştüğü yeri yakıyor. Bir çocuk gördüğümde acaba bu benim çocuğum mu diye bakıyorum."