MTSO'da 134'üncü kuruluş yıldönümü heyecanı

MERSİN, (DHA)- MERSİN'de 134’üncü kuruluş yıldönümünü kutlayacak olan Ticaret Sanayi Odası Başkanı Ayhan Kızıltan, oda olarak sorunların çözümünde aktif rol oynadıklarını söyledi.

Ticaret Sanayi Odası Başkanı Ayhan Kızıltan, Türkiye’nin en eski Ticaret ve Sanayi Odalarından biri olan Mersin Ticaret ve Sanayi Odası olarak 134’üncü kuruluş yıldönümünü kutlayacak olmanın mutluluğunu yaşadıklarını söyledi. Kızıltan, "Dile kolay, tarihi bir buçuk asra yaklaşan bir kurumsallaşmadan bahsediyoruz. MTSO olarak bu kuruluş coşkusunu sadece tek bir güne sığdırmak yerine, haftaya yayılan etkinliklerle Mersin iş dünyasının kentine kattığı değeri daha görünür kılmak ve toplumu bilgilendirmek, hatta Mersinlileri de bu kuruluş etkinliklerinin bir parçası yapmanın mutluluğu içindeyiz. MTSO öncülüğünde başlayan ve artık Mersin’in olan, bir kentin adıyla anılan ilk ve tek Edebiyat ödülü olan Mersin Kenti Edebiyat Ödül Töreni odamızın kuruluş haftasına değer katacak olan önemli bir etkinlik olacak. Sanatın her dalını tarihi boyunca desteklemiş olan Mersin Ticaret ve Sanayi Odası var olduğu sürece yaratıcılığın temeli olan sanatın her dalının destekçisi olmaya devam edecektir. Odamız, zenginliği salt para açısından görmemektedir. Bizce gerçek zenginlik maddi refah düzeyi ile paralel artan yaşam kalitesi, sosyal yaşam seviyesi, kültür ve eğitim konularını da içeren bütüncül kalkınmadır. Kuruluş haftası etkinliklerimize bazı sosyal etkinliklerin yanı sıra sektörel buluşmalarla devam edeceğiz. Kuruluş amacımız olan kentimizin ekonomik refahını ve kalkınmasını ilgilendiren bir çok konuda etkinliklerimiz olacak" dedi.

SORUNLARIN ÇÖZÜMÜNDE AKTİF ROL ALDIK

2019 yılının ekonomik anlamda iş dünyası için sıkıntılı bir yıl olduğunu vurgulayan Kızıltan şunları söyledi: "Mersin Ticaret ve Sanayi Odası olarak üst çatı kuruluşumuz olan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin ve Başkanımız Rifat Hisarcıklıoğlu’nun da destekleriyle sorunların çözümünde aktif rol oynadık. Üyelerimizden gelen her şikayetin, her talebin takipçisi olduk. Bir çoğunda somut çözümlere ulaştık. Bu konuda Ticaret Bakanımız Ruhsar Pekcan’ın ve özellikle her zaman yanımızda olan Mersin vekilimiz, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Lütfi Elvan’ın destekleriyle Mersin’in ekonomik sorunlarını masaya yatırabilme fırsatı yakaladık. Eksiklerimiz var ama yapabildiklerimizi de küçümsemeden, yapılanlar adına emek veren herkese Mersinliler olarak teşekkür ediyoruz. Biz sadece şunu söylüyoruz. Mersin ülkemizin lojistiğinin, tarımının, ihracatının merkezidir. Sanayisi buna paralel gelişmekte olan bir dış ticaret merkezidir. Bu anlamda Mersin iş dünyasının talepleri bir kentin özel talebi gibi algılanmamalıdır. Çünkü bugüne kadar Mersin’e yapılan her yatırım ülkenin zenginliği olmuştur. Eksikler tamamlandıkça Mersin iş dünyası yatırıma dönmek istiyor. Aslında Türkiye genelinde de durum bu. İş dünyası uzun süredir beklemedeydi. Güvensizliğin yarattığı bu zorunlu bekleyiş ülkeye işsizlik olarak döndü, girişimcinin bu bekleyişi üretimde azalma olarak döndü, yatırımlarda azalma olarak döndü. Türk iş dünyası, Türk girişimcisi beklemekten bıktı. Artık bekleme zamanı değil. Dövizdeki durulma, faizlerin düşmesi ve enflasyondaki düşüş girişimcileri motive etmekte ve bekleyen girişimcinin yatırım iştahını artık az da olsa arttırmaktadır. Girişimci artık piyasalara güven duymak istiyor. Bekleyen paranın bir şey kazandırmadığını herkes görüyor. Girişimci paradan para kazanan kişi değildir. Girişimci yatırımdan, üretimden para kazanan kişidir. Her soruna rağmen piyasaların kendi kuralları içinde işlemesine izin verildiğinde çözümler de kendiliğinden geliyor. Güven ekonominin benzinidir. İstikrar ve güveni sağlamak makro tedbirlerin temel amacı olmalıdır. İş dünyası 2020 yılında makro anlamda istikrarın ve güvenin tesis edilmesini beklemektedir. Ekonomide, siyasette, demokraside, hukukta, eğitimde, bizi gelişmiş dünyanın bir parçası yapacak olan tüm evrensel değerlerde yakalanacak istikrar ve topluma bu anlamda verilecek güven doğrudan ekonomiye yansıyacaktır. Eğer amacımız bütüncül bir kalkınma ise tüm bu parametreler birlikte düşünülmelidir. Alınan mesafeler, atılan adımlar, tüm kazanımlarımız küçümsenemez ama yakın zamanda nüfusu 100 milyona dayanacak bir Türkiye için bugün yeterli gördüğümüz şeyler gelecekte yetersiz kalacaktır. Atılan her adımda birkaç yıl değil, birkaç on yıl düşünülmelidir."

Yasal Bilgilendirme

"Yerel Haberler" kategorisi altındaki içerikler, sistem tarafından ajanslardan otomatik olarak çekilip yayına verilmektedir. Bu içerikler üzerinde cnnturk.com editörlerinin herhangi bir tasarrufu yoktur, sorumluluk ilgili ajanslardadır.