Britanyalı uzman: Şeker, kutuplaşmış bir tartışmanın öznesi oldu
SEÇİL TÜRESAY
Britanya’nın başkenti Londra, hafta içinde Uluslararası Şeker Organizasyonu’nun düzenlediği, sektörün yüzlerce temsilcisinin katıldığı konferansa ev sahipliği yaptı. Konferansta, sektörün sorunlarının ve dinamikleri masaya yatırılırken bir grup Türk gazeteciye hitap eden Cambridge Gıda Bilimi Direktörü Roberta Re, şeker tüketiminin sağlık üzerindeki etkilerinin -tüketici, endüstri ve bilim insanlarının arasında- ‘kutuplaşmış bir tartışma’ya dönüştüğünün altını çizdi.
Beslenmeyle ilgili araştırmalara odaklanan Leatherhead’de ve Uluslararası Şeker Organizasyonu’nda yöneticilik yapan, biyokimya mezunu Re, 1960’lardan günümüze şeker konulu araştırmaların sayısının arttığına, son yıllarda şekerin zararlarının sıklıkla gündem olduğuna dikkat çekti.
Reklam
ABD’li şirket Cargill’in ev sahipliğindeki toplantıda söz alan Re, şekerin, obezitenin ve hastalıkların direkt ve tek sebebi olduğuna dair ‘kesin bir kanıt’ olmadığını savunarak şöyle devam etti: “Sağlığa zararı olduğu söylenen her gıda ürününde olduğu gibi spor yapma alışkanlığı, genetik yapı, fiziki yapı gibi unsurların da etkili olduğunu unutmayalım.”
Aşırı derecede tüketildiğinde birçok şeyin zararlı olabileceğini anımsatan Re, yöneltmesi gereken sorunun “Ne kadarı çok fazla” sorusu olduğunun altını çizdi. Dünya Sağlık Örgütü’nün sağlıksız ölçütte kilo alma ve diş sağlığı sorunları riskini düşürmek için belirlediği üst sınırın -2 bin kalori tüketildiği göz önüne alındığında- günlük beslenme için ‘yüzde 10’ olduğunu söyleyen Re, bu oran belirlenirken yeteri ölçütte analiz yapılmadığını savundu.
2021’de yeni üst sınır belirlenecek
“Elimizde, ne kadarın fazla olduğunu bilmemiz için güvenilir bir bilimsel veri yok” diyen Re, Avrupa Gıda Güvenliği Kurumu’nun bu alanda yeni bir çalışma yaptığını söyledi.
Reklam
Konuyla ilgili tüm ayrıntıların, bilimsel araştırmaların derinlemesine inceleneceğini, yeniden gözden geçirileceğini vurgulayan Re, 2021’de günlük beslenmede şekere ayrılacak yer için üst sınırın açıklanacağını ve bunun şekerli gıdalar üreten firmalar açısından bağlayıcı olacağını düşündüğünü anlattı.
‘Bu tonda konuştuğunda’ başta sağlık alanındakiler olmak üzere bazı uzmanların tepkisini çektiğini söyleyen Re, şekeri azaltılan ya da tamamen çıkarılan ürünlerin içine onun yerine ne konulduğunun da ayrıca bir tartışma konusu olduğunu söyledi. Re, çoğunluğunu içecekler vasıtasıyla alan ergenlerin yetişkinlerden fazla şeker tükettiklerinin de altını çizerek, “Onlardaki tüketim günlük beslenmelerinin yüzde 20’sine ulaşıyor” dedi.
LMC International müdürü: Türkiye fiyatın yüksek olduğu ülkelerden
Tarım ürünleri ve ekonomisi alanında danışmanlık yapan LMC International Genel Müdürü Martin Todd ise işin üretim-satış kısmına değindi. Hindistan ve Çin’in kişi başına en çok şeker tüketen ülkeler olduğunu söyleyen Todd, şeker pancarından elde edilen şeker üretiminde Avrupa Birliği’nin yüzde 46’yla ilk sırada yer aldığını, yüzde 17’yle Rusya, yüzde 11’le ABD’nin izlediğini söyledi. Türkiye’nin yüzde 7’yle listede ve kendi kendine yeten bir ülke olduğunu belirten Todd, şeker fiyatlarında mahsulü etkileyen hava koşulları gibi unsurların olduğunu vurguladı.
Paketleme, üreticiyi koruma için getirilen kotalar nedeniyle tüketicilerin bazı ülkelerde dünya ortalamasından yüksek fiyata şeker yediğini söyleyen Todd, Türkiye’nin de bunlardan biri olduğunun altını çizdi.
Şeker-petrol fiyatı ilişkisi
Şeker kamışından biyoetanol üretiminin üreticiler için yeni bir piyasanın açılmasına neden olduğunu anımsatan Todd, Brezilya örneğini verdi ve şeker-petrol fiyatı ilişkisini anlattı. Brezilya’da her şeker kamışı değirmeninin şekerin yanı sıra etanol da ürettiğinin altını çizen Todd şöyle devam etti: “Böylece benzin istasyonuna giden tüketici etanol mü gazolin mi alacağı konusunda seçiminin yapıyor. Hangisi ucuzsa onu alıyor. Bu durum da gazolin dolayısıyla petrol fiyatını etkiliyor.”
Vergi yükseldi; sadece Pepsi ve Coca Cola içeriğiyle oynamadı
Şekerin boş kalori olarak görüldüğü ülkelerde belirli oranının üzerinde şeker içeren ürünlerin vergisinin yüksek olduğunu belirten ve Meksika’yı örnek veren Todd, Pepsi ve Coca Cola dışındaki üreticilerin şeker oranının düşürdüğünü ve içeceğini başka şeylerle tatlandırdığını anlattı.