http://www.kamuajans.com/images/haberler/2019/11/insan_kaynaklari_muduru_ise_iade_davasi_acabilir_mi_h544157_6d446.jpg

İnsan Kaynakları Müdürü 'İşe İade Davası' Açabilir Mi?

by

İşyerlerinde işverenin temsilcisi olarak bilinen insan kaynakları müdürleri de işten atılırsa ne olur? İşten atılan insan kaynakları müdürleri 'işe iade davası' açabil mi? İşte bu konuda Yargıtay'dan emsal teşkil edecek bir karar geldi. Yüksek mahkeme, İş Mahkemesi ve İstinaf Mahkemesi'nin red ettiği bir işe iade davasında, insan kaynakları müdürlerinin de işe iade davası açabileceği yönünde hüküm verdi. İşte o davanın ayrıntıları:

T.C.
YARGITAY
YİRMİİKİNCİ HUKUK DAİRESİ

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:



Davacı işçi, müvekkilinin davalı işyerinde insan kaynakları koordinatörü olarak 01/05/1997 tarihinden itibaren çalışmakta iken işveren tarafından hiç bir haklı neden olmadan işten çıkartıldığını, feshin geçersiz olduğunu belirterek, feshin geçersizliğinin tespiti ile müvekkilinin işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı Cevabının Özeti:

Davalı vekili, davacının işyerinin bütününü sevk ve idare eden işçi alma ve işten çıkartma yetkisini haiz işveren vekili ve işletmenin bütününü sevk ve idare eden işveren vekili yardımcısı konumunda olması sebebiyle işe iade davası açamayacağını, davacı hakkında ... 2. Ağır Ceza Mahkemesinde yürütülmekte olan 2016/342 esas sayı ile ceza yargılaması olması ve hakkında verilmiş bir adli kontrol kararı olmasının ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırılık teşkil ettiğinden yeni yönetim kurulu tarafından iş akdinin haklı nedenle feshedildiğini savunmuş davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.



İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:

İlk derece mahkemesince, davalı tarafça dosyaya sunulan işyeri belgelerinden, organizasyon şeması ve insan kaynakları koordinatörü iş tanıtımı formunda davacının beyaz yakalı çalışanların işe alım süreçlerinin merkezi olarak yönetilmesi görevini yürüttüğü yine işyerinin bütününü sevk ve idare eden, işe alma ve işten çıkartma yetkisine sahip işveren vekili ve işletmenin bütünü sevk ve idare eden işveren vekili yardımcısı konumunda olduğu anlaşıldığından davacının iş güvencesi hükümlerinden yararlanamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İstinaf başvurusu :



İlk derece mahkemesinin kararına karşı, davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur.

Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :

Bölge adliye mahkemesince,Davacının istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, karar verilmiştir.

Temyiz:

Kararı davacı temyiz etmiştir.

Gerekçe:

4857 sayılı İş Kanunu'nun 18. maddesi uyarınca işçinin iş güvencesi hükümlerinden yararlanabilmesi işçinin işletmenin bütününü sevk ve idare eden işveren vekili ve yardımcıları veya işyerinin bütününü sevk ve idare eden ve işçiyi işe alma ve işten çıkarma yetkisi bulunan işveren vekili konumunda bulunmaması gerekir.

İş güvencesinden yararlanamayacak işveren vekilleri herşeyden önce, işletmenin bütününü sevk ve idare eden işveren vekilleri ile yardım­cıları olduğuna göre, işletmenin tümünü yöneten genel müdürler ile yar­dımcıları iş güvencesi hükümlerinden yararlanamayacaktır. Ancak belir­telim ki, işyerinde genel müdür veya genel müdür yardımcısı unvanının kullanılması tek başına iş güvencesi kapsamı dışında bulunma sonucunu doğurmaz. Önemli olan, kendisine temsil yetkisi verilip verilmediği ve işletmenin bütününü yönetip yönetmediğidir; bu hususta görev tanımı ve konumuna bakmak gerekir.

İş güvencesinden yararlanamayacak işveren vekillerinin ikinci gru­bunu, işletmenin değil de işyerinin bütününü yöneten ve işçiyi işe alma ve işten çıkarma yetkisi bulunan işveren vekilleridir. Buna göre, işletmenin bütününü sevk ve idare edenler, başka bir şart aranmaksızın işveren vekili sayılırken; işletmenin değil de işyerinin bütününü sevk ve idare edenlerin 18’nci madde anlamında işveren vekili sayılabilmesi için ilave olarak, işçiyi işe alma ve işten çıkarma yetkisini haiz olması şartı aranır. İşyerinin tümünü sevk ve idare ile işçiyi işe alma ve işten çıkarma yetkisi katlanmış olarak, birlikte aranır. Bu işyeri işletmeye bağlı bir işyeri de olabilir. Dolayısıyla bir banka şubesi müdürü ile fabrika müdürü, işyerini sevk ve idare etmekle beraber, özgür iradesi ile işçi alma ve işten çıkarma yetkisi yoksa İş Kanunu’nun 18’nci maddesi anlamında işveren vekili sayılmaz. İş güvencesinden yararlanır. Aynı şekilde, işe alma ve işten çıkarma yetkisi bulunan insan kaynakları müdürü ile personel müdürü, işyerinin tümünü yönetmediğinden iş güvencesi hükümlerinden yararlanabilecek­tir. Ancak işletmeye bağlı bir işyerinde, bu işyerinin tümünü sevk ve idare eden, ayrıca işe alma ve işten çıkarma yetkisi olan işçi, iş güvencesi hükümlerinden yararlanamaz. Dairemizin uygulaması da bu yöndedir. (26.05.2008 gün ve 2007/35929 Esas, 2008/12484 Karar sayılı ilamımız).

Dosya içeriğine göre somut uyuşmazlıkta davacının insan kaynakları koordinatörü olarak çalıştığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar davacının işveren vekili olduğu kabul edilmiş ise de davacının konumu , bağlı bulunduğu birim, imza yetkisinin mahiyeti, görev tanımı dikkate alındığında işletmenin bütününü sevk ve idare eden işveren vekili veya yardımcısı olmadığı değerlendirilmekle işin esasına girilmesi gerekirken davacının iş güvencesi hükümlerinden yararlanamayacağının kabulü ile davanın reddine karar verilmesi ve red kararına karşı davacının istinaf başvurusunun esastan reddedilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

Sonuç:

Temyiz olunan ilk derece mahkemesi kararının ve bu karara karşı istinaf başvurusunu esastan reddeden bölge adliye mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten/sebeplerden dolayı BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin ise kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 27.06.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Kaynak : SGK Rehberi