https://cdn2.gazeteaksam.com/aksam/imgsdisk/2019/11/29/291120191336108742588_2.jpg

Şehir Üniversitesi'nde neler oluyor?

Star Gazetesi yazarı Ahmet Kekeç, bugünkü yazısında tartışmaların odağındaki Şehir Üniversitesi'ni köşesine taşıdı. Kekeç yazısında "Üniversite değil, adeta eski Konya milletvekili Ahmet Davutoğlu’na “diplomalı taraftar” yetiştirme ocağı..." sözlerine yer verdi. İşte Kekeç'in "Şehir Üniversitesi'nde neler oluyor? başlıklı yazısı...

Muhafazakâr camianın “zeki çevik ve ahlaklı” çocuklarının Koç, Sabancı, Bilkent gibi seküler yaşamı dayatan (!) üniversitelerde heba olmaması için kurulduğu öne sürülen Şehir Üniversitesi ile ilgili son günlerde bir bardak suda fırtınalar kopartılıyor. 

Öncelikle “muhafazakâr kesimin akıllı, başarılı, zeki çocuklarını seküler yaşam dayatan Sabancı, Koç ve Bilkent gibi üniversitelere yedirmeme” iddiasına bakmak gerek... 

Şehir Üniversitesi’nin eğitim kadrosuna baktığımızda bu iddianın, daha doğrusu bu vaadin boş olduğunu görüyoruz. 

Çünkü, bilumum Gezi’ci, solcu, yeminli “Erdoğan düşmanı” akademisyen bu okulun kadrolarına doldurulmuş durumda. 

Bu Gezi’ci, solcu akademik kadronun sosyal medyadaki sözlerine bakarsanız görürsünüz; neredeyse CHP’den sufle alıyorlar. 

Bir de üniversitenin “işleyiş” ve “faaliyetlerine” bakalım... 

Üniversite değil, adeta eski Konya milletvekili Ahmet Davutoğlu’na “diplomalı taraftar” yetiştirme ocağı... Yani, aklın, bilimin, bilginin, kuşkuculuğun tam egemen olduğu üniversiteden çok, şeksiz şüphesiz “tam teslimiyeti” gerektiren bir tekkeye benziyor. 

Kaldı ki üniversitenin kuruluşu sırasında ciddi haksızlıklar yapılmış; daha doğrusu “kamu malının gasp edilmesi” eylemi gerçekleştirilmiş. Konya eski milletvekili Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından “Başbakanlık” makamına oturtulduktan bir süre sonra yangından mal kaçırırcasına, kamuya ve millete ait olan devletin İstanbul’daki en kıymetli arazilerini “bila ücret” (ücretsiz) kendi üniversitesine tahsis etmiş. Yani, masanın bir ucunda Başbakan olarak oturmuş, “verdim araziyi” demiş. Sonra masanın karşısına geçip, üniversitenin hamisi olarak, “Bila bedel verdiğiniz bu kıymetli arazileri alıyorum” demiş. 

Tek kişilik tiyatro dedikleri böyle bir şey herhalde... 

Sonra ne oluyor? 

YAZININ TAMAMI İÇİN TIKLAYIN